29 Aralık 2006

ŞEVKET-İ BOSTAN




İzmir’ liler bilir.Pazarın en pahalı en lezzetli yabani otu budur.Fiyatından yanına yaklaşılamaz ama yılda en az bir kere alıp pişirmek gerektiğine inanılır.En son sorduğumda kilosu yedi ytl idi.Temizlenmiş ve ayıklanmış şekilde satılır.Pazarda suyun içinde bekletirler.Toplaması da temizlemeside çok dertli iştir.Çünkü bu bildiğiniz, toprağa sıkıca tutunmuş dikendir.Nefasetine doyum olmaz ama.Eğer etli yemek istemezseniz benim gibi haşlayıp sarımsak zeytinyağı ve limondan oluşan tarator sosla servis de yapabilirsiniz.Ama Giritli’ler bunu kuzu etiyle aslında sübye ile pişirirler.


MALZEMELER

1. 750 gr kadar şevket i bostan
2. 250-300 gr kemikli kuzu eti
3. 1 adet soğan
4. 1 y.k salça
5. 2-3 adet domates
6. tuz
7. zeytinyağı

HAZIRLANMASI

1. Etleri soğanla birlikte iyice kavurun.Salçayı ilave edip çevirin.Küp kesilmiş domatesleri ekleyin.
2. Şevket-i bostanları koyun.Biraz tıkırdatın.
3. Düdüklünün ağzını kapatıp 25 dakika kadar pişirin.
4. Sıcak olarak servis yapın.

Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

Not : Eğer önceden şevket-i bostan ı haşlarsanız bu yöntemlede pişirenler var o zaman düdüklüye koymanızı gerek yok.Şevket-i bostanın suyunun böbrek rahatsızlıklarına çok iyi geldiği söylenir.Haşladığınız suyu çay niyetine içebilirsiniz.

27 Aralık 2006

ZEYTİNYAĞLI KEREVİZ


Aslında dikkat ettimde genellikle zeytinyağlı yemek tarifi vermişim .Etli yemekler pek az. Et yiyemediğimden olsa gerek. Bu da hep yaptığım yemeklerden birisi.Kereviz severlere sunulur.

MALZEMELER

1. 1 kg kereviz
2. 2-3 adet havuç
3. 1 büyük patates
4. 1 baş kuru soğan
5. 1 adet portalalın taze sıkılmış suyu
6. 3-4 adet küp şeker
7. tuz
8. zeytinyağı

HAZIRLANMASI

1. Kerevizi patatesi ve havucu temizleyip küp küp kesin.Kereviz yapraklarının körpe olanlarını ayırın kerevizle birlikte pişireceğiz. Kerevizin diğer yapraklarını bir kenara kaldırın atmayın .
2. İnce çentilmiş soğanı zeytinyağında havuçlarla birlikte kavurun.Havuçlar yumuşayıncaya kadar pişirmeye devam edin.
3. Kerevizi ve patatesi ilave edip tuzunu ve şekerini koyduktan sonra 1 adet portakalın taze sıkılmış suyunu sebzelerin üzerinde gezdirin.Sebzelerle yanı hizaya gelecek kadar su koyun.Bu aşamada dilerseniz 1 yemek kaşığı unu portakal suyunu yemeğe eklemeden önce sebzelerin üzerine serpebilirsiniz.
4. Ocağı kısın.Evinizde varsa yemeğin hemen üzerine yağlı fırın kağıdı ile örtün.
5. Patatesler ve havuçları kontrol edin ezilebilir halde iseler yemeğimiz pişmiş demektir.
6. Soğuk servis edin.

Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

Not : Aslında iyi zeytinyağlı yemek yapmanın sırrı şudur :


1-Yemeğinizi hep ağır ateşte pişirin.
2-Mümkün olduğunca buharının içinde kalarak zeytinyağı ve sebzelerin aromalandırılmasını sağlayın.Eğer düdüklüde pişirmiyorsanız yukarıda değindiğim gibi yemeğin üzerine ikiye katlanmış yağlı kağıt örtün.
3-Zeytin yağlı yemeğinizi tencerede kesinlikle saklamayın.Cam yada tercihen porselen servis kabına aktarın.
4-Eğer imkanınız varsa ama biliyorum ki bu şartı karşılamak çok zor yemeğinize metal değdirmeyin.
Bu yukarıda bahsettiklerim aslında iyi bir girit yemeği yapmanında sırlarındandır.

kKEREVİZ YAPRAĞI SALATASI



Güzelim taze taze pazardan aldığımız kerevizin yapraklarının küçük bir kısmı yemeğe konur geri kalanı ya atılır yada çorbalara koymak için kurutulur.Ama kuruttuğunuz ve ihtiyaç duyduğunuz kereviz yaprakları da bir yere kadar.Kavanozlar dolusu kereviz yaprağı ne olacak sonra? Şimdi kerevizinizi pişirdikten sonra birde bu salatayı deneyin.Klasik yöntemi uygulayacağız. Ama tadı hiçde yabana atılır gibi değil müdavimi olup komşulardan kereviz yaprağı toplamaya başlarsanız karışmam..
Kereviz yapraklarını ayıklayın ve yıkayın.Saplarını elinizle kırarak kontrol edin ve kartlarını atın.Bir tencerede suyu kaynatın.Fokurdamaya başlayınca (tüm otlarınızı kaynayan suya atarak haşlamalısınız) kereviz yapraklarını suya boca edin.Saplar iki parmak arasında hafif bastırmayla eziliyorsa olmuştur.Hemen kevgirle alın.Üzerine 3-4 diş iyice ezilmiş sarımsak zeytinyağı limon suyu ve bir kaç damla sirke ile hazırladığınız sosu gezdirin.Dilerseniz pancar turşusu ile süsleyip servis yapın.
Kerevizi haşladığınız suyu dilerseniz çorbalarda ya da bitki çayı olarak tüketebilirsiniz.Böbrek taşlarına iyi geldiğini duymuştum.
İşte bir sebzeyi sonuna kadar tüketmek diye ben buna derim.Etinden sütünden yününden faydalandık.Daha ne olsun hepimize afiyet olsun

Oylum Özmen

25 Aralık 2006

NOHUTLU PIRASA

Oldukça klasik bir tarif.Tam kışa ve Ege ye uygun.Baba-annem Allah rahmet eylesin pek severdi nohutu. İşte azot mineral ve vitamin bakımından zengin klasik bir yemek tarifi.


MALZEMELER
1 kilo pırasa
1 su bardağı nohut
dilediğiniz kadar zeytinyağı
1 baş soğan
1-2 yemek kaşığı salça
tuz

HAZIRLANMASI

1. Nohutu bir gece önceden ıslatın.Ertesi gün suyunu süzüp yumuşayıncaya kadar haşlayın.Haşlama suyunu atın.
2. Pırasaları ayıklayın yıkayın ve dilimleyin..
3. Soğanı çentin zeytinyağında kavurun. Pembeleşince salçayı ilave edin.
4. Pırasaları koyun.nohutları ekleyip.pırasaların üzerini bir parmak geçinceye kadar ılık su ilave edin.Tuzunu koyun.
5. Kısık ateşte pırasalar yumuşayıncaya kadar pişirin.


NOT :
· Bakliyatınızı haşlarken asla içine tuz atmayın.Sertleşirler.
· Bakliyatın tazeliğinden çok emin değilseniz akşamdan ıslattığınız suya bir tatlı kaşığı karbonat koyun.Ancak ıslatma suyunu süzüp yıkadıktan sonra taze su ile haşlayın.


Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

23 Aralık 2006

AŞURE

Sevmeyen var mıdır? Parmak kaldıranı köşeye alalım ve bir de bu aşureyi tatmasını sağlayalım lütfen. Sonra da seyredin bakalım 180 derecelik dönüş nasıl olur muş? Sevgili Nilgün’ün becerekli ellerinden çıkmış ve fotoğraflanmış aşure tarifi ise şöyle :

MALZEMELER

1/2 kg aşurelik buğday
1 su bardağı kuru fasulye
1 su bardağı nohut
1 su bardağı pirinç
1,5 kilo toz şeker
250 gr kuru kayısı
3 adet elma
250 gr kuru çekirdeksiz üzüm
2 çorba kaşığı toz sahlep
4-5 adet damla sakızı veya 1 çorba kaşığı zencefil
1 paket kuş üzümü
250 gr ayıklanmış ceviz
1/2 su bardağı badem
2 tane ayıklanmış nar
1 su bardağı susam
tarçın

YAPILIŞI

Buğday,nohut,kuru fasulye 'yi 7-8 saat önce ayrı ayrı suda ıslatıyoruz.

Daha sonra fasulye ve nohutu ayrı ayrı haşlayıp suyunu süzüyoruz.

Buğdayı haşlıyoruz fakat suyunu süzmüyoruz diğer haşladıklarımız ile birleştirip büyük bir tencereye alıyoruz.

Pirinci ilave ediyoruz .

Üzerine koyuluk durumuna göre 1-2 litre kaynar su ilave ediyoruz.

Hepsini birlikte 1 saat kadar karıştırarak pişiriyoruz.

Karışım kıvam almaya başlayınca bir miktar soğuk su ile sahlep ve zencefili (yada damla sakızını) karıştırıp kaynayan karışıma ilave ediyoruz.

Bu arada kuru kayısıları ve üzümleri suda ıslatıyoruz. Kayısıları küçük küçük doğruyoruz ve elmaları soyup küçük küçük dilimliyoruz.Hepsini karışıma ilave ediyoruz .

İyice piştikten sonra karışıma toz şekeri ilave ediyoruz. Yarım saat kadar karıştırarak tadının özdeşleşmesini bekliyoruz.

Daha sonra kaselere döküyoruz üzerine kavrulmuş susam, tarçın ceviz,badem, nar ve kuş üzümüyle süslüyoruz.


Afiyet Olsun

Nilgün EREL

22 Aralık 2006

İZMİR ÜSTÜNE

Bu sabah hava harika. Güneş pırıl pırıl . Kim demiş İzmir'in havasina güven olmaz diye. Dünkü fırtınadan sonra çikti işte. Dayanamaz İzmir’de Güneş gülümseyiverir güzelim şehrime tüm ihtişamıyla. İnadına güven İzmir’in havasina Güneş hep burada, hiç nazlanmaz. Evden çıkmadan once Çatalkaya ya doğru bakman yeterli. Orası yağmurlu ise bil ki yağmur yağacak. Gene de unutma yağmurdan sonra Güneş uğrayacak şehrime, kaldırımlar kuruyuverecek gençler, çocuklar sokaklara dökülecek..Herodot’un dediği gibi dünyanın en güzel ikliminde yaşıyoruz.Güneş ve İzmir aşık ile maşuk gibidir burda.

Bu şehri çok seviyorum. Tuz kokusunu, rahatliğini, Kemeralti'ni, vapurlarini, Güneş’in batişini (bu kadar güzel güneş batişi bir de Rio De Janerio da varmiş, öyle der büyüklerimiz.), konuşkan güler yüzlü kadinlarini.
Bir gün hiç unutmam Ankara'da belediye otobüsündeyim.Bir hanim yaklaşti yanima ve sordu :
-pardon İzmir’li misiniz acaba ?
şaşirdim tabii nerden anladiğini sordum.
--Bir kere çok konuşuyorsunuz dedi ve ilave etti
-ayni zamanda da renkli giyinmişsiniz.

Eeee birde dillere destan güzelliğimiz var hemen farkediliyoruz demek ki daha ne olsun.

Yaz akşamlari balkonu yikadiktan sonra ıslak ayaklarla şöyle bir sigara yakilip kahveler höpürdetildi mi deymeyin keyfe. Hele bir de körfeze bakan bir terasta iseniz hanim hanima yapilan azicik fal azicik dedikodu ve açik saçik fikralar ;Bazende gevrekyeşil biber domates ve tulum peyniriyle yapılır akşam üstü sohbetleri. Güneş uykuya yatarken bundan tatlısı var mi? Akşamları ise mangallar yakılıp çupralar ateşle dansa başladı mı yudumlamaya başla rakını.Tarator soslu deniz börülcesi , beyaz peynir ile demlenir once kafalar balık , deniz ve yıldız eşliğinde.
Buzlu badem le birlikte Kordon’da içtiğin buz gibi biranın tadını unutmaya imkan var mı?

Canın sıkıldı mı atla arabana ver elini Çeşme, Foça, Kuşadası, Teos, Kalamaki,Seferihisar ve Urla.

İzmir in kadini rahattir, korkusuzdur, azicikda ağzi bozuktur. Bende severim argo konuşup ağzi dolu dolu küfretmeyi.Yeri geldi mi ne rahatlatir insani. Sayfalarca yazacağin duygularini iki kelimede özetlersin "çok konuşmada almayalım paçani aşaği" .

Bu kadar dobra, laf ebesi efelik damari kabardi mi gözlerinden kivilcimlar fişkiran konuşurken adamın gözünün içine korkmadan bakan kadinlari ancak bizim gibi kor ateşler söndürdüğünden olsa gerek ataerkil kafayla büyümüş kendine olan güven eksikliğini örtmek için feodal takılan “sert erkekler” bizim şehrin kadınlarını sevmezler pek. Her adamın harcı değil efe olmak.

Biz İzmir’liler flört etmeyi de severiz. Havasında var ne yapacaksin hormonlarını bozuyor adamin. İlkbaharda buram buram ıhlamurlarin kokusu denizin kokusuyla ebrulanirken insanin aklina aşktan başka ne gelir ki. Bu şehir buram buram aşk kokuyor.Bu şehirde aşk her şeye rağmen hala var.
Ah ne güzeldir yaz akşamlari şortlari ayağa geçirip sırtta askılı bluzlar ayakta terlik ile sahil boyunda çiğdem çitleyip dedikodu yapmak. Yarı rumca yarı türkçe izmirce konuşup sicaktan yanan enseleri ödünç paramanalarla rahatlatip kimsenin asfalyasini attirmadan şakalaşip gülüşmek. Kumrulari boyozlari halletmek.

Ankara da çok güzel günlerim oldu. Evliliğimin ve gençliğimin en güzel yillari bu şehirde geçti. Ara sira açar bakarim kutusunu belleğimin. İstanbul ise hep beni büyüler.Taşrali gibi hissederim ihtişami karşisinda kendimi. Oysa İzmir aklima geldi mi burnumun direği bir sizlar ki gözlerim yaşarir. Ne yapayim içime işlemiş işte İzmir’liyim seviyorum ben güzel İzmir’imi gavur İzmir’imi..

Oylum Özmen

21 Aralık 2006

SARIMSAKLI EKMEK


Şu ekmek makinalarının çıktığına sevinsek mi üzelsek mi bilemiyorum.Hem evde kendi hazırladığımız bir birinden lezzetli ekmekler yiyoruz hem de bu ekmekler o kadar lezzetliki tüketimi ister istemez artıyor.

MALZEMELER

ekmek makinanız ile birlikte verilen cup ölçü bardağını ve ölçü kaşıklarını kullanın.
1 cup ılık su
1 yemek keşığı tereyağı (erimiş)
1 yemek kaşığı yağsız süt tozu
1 yemek kaşığı taz şeker
1 ½ tatlı kaşığı tuz
1 ½ tatlı kaşığı kurutulmuş maydonoz
2 tatlı kaşığı sarımsak tozu
3 cup un
2 tatlı kaşığı aktif kuru maya


Yukarıda belirtilen sırayla ekmek teknesine malzemeleri koyun ve temel ekmek yapımını seçip (yaklaşık 3 saatlik bir program) makinanızı çalıştırın.Eğer makinanız yoksa hamurunuz kepekli ekmek tarifinde anlattığım şekilde mayalandırılmalı ve pişrilmeli.Makinanızın kabartma ve son yoğurma işlemini tamamladıktan sonra ekmeğin üzerine dilerseniz haşhaş tohumları yada arzu ettiğiniz herhangi bir şeyi serpebilirsiniz.
Özellikle tarhana çorbası gibi çorbaların yanında nefis oluyor.Ayrıca tereyağlı olarak brunchların yanında ve akşam üstleri çaylarında peynir domates ve yeşil biber eşliğinde epey rağbet görecek bir ekmek bu.Ben çok sevdim açıkçası.
Afiyet olsun

19 Aralık 2006

TİRAMİSU


İş arkadaşlarımdan Funda hepimize süpriz yaparak bizlere tiramisu ziyafeti çekti.Bende bu fırsatı kaçırmadım ve dilimler hızlıca yok edilmeden once fotoğraflayabilme fırsatı buldum. Hem pratik hemde leziz olan bu tarifi denemenizi tavsiye ederim.

MALZEMELER
-1 adet hazır kek

kreması için;
-2 yumurta sarısı
-1 yemek kaşığı mısır nişastası
-1 yemek kaşığı un
-2 çay bardağı şeker
-2,5 su bardağı süt
-1 paket vanilya
-1 paket labne peynir

keki ıslatmak için;
-1 büyük fincan sıcak su
-2 yemek kaşığı nescafe
-2 yemek kaşığı şeker
-isteğe göre 2 yemek kaşığı viski

HAZIRLANMASI

Kremayı yapmak için labne hariç bütün malzemeler muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Ocağın altı kapatıldıktan sonra karışıma labne peyniri ilave edilir ve iyice karıştırılır. Krema soğuduktan sonra keki ıslatmak için hazırlanan karışımla kekin altı ve üstü ıslatılır. Daha sonra soğumuş olan krema kekin ortasına ve üstüne sürülür. Son olarak da pastamızın üstüne ince delikli süzgeç yardımıyla bolca kakao serpilir.

Afiyet olsun
Funda İlhan

15 Aralık 2006

AVOKADO SALATASI

AVOKADO: Lif, A, C, E vitamini ve bazi B vitaminleri açisindan oldukça zengindir. Ayrica potasyum yüklüdür. Potasyum eksikligi depresyona ve yorgunluga yol açtigi için düzenli yenmelidir. Kalp için yararli olan avokado ayni zamanda cildi de besler. Uzmanlar avokadoyu cildin kirisiksiz olmasinda önemli rol oynayan kolajenin üretimini saglayan bir depo olarak degerlendiriyorlar.

AVOKADO SALATASI:
2-3 adet biraz olgunlaşıp yumuşamış Avokadonun kabukları soyulur.
Çekirdeği çıkarılarak kesilir,çatalla ezilir.
Damak tadına göre ; limon ve zeytinyağı,biraz tuz,dövülmüş sarımsak
eklenir.
Afiyet ve şifa olsun
SERPİL ÖZUĞURLU

14 Aralık 2006

SERENDER




Son gittiğimiz yerin adı oldukça ilginç SERENDER YAĞMUR EVLERİ.Minik evcikler yapmışlar.Yazın yağmurun altında yemek yeme keyfini tadını yaşıyor serin serin kahvaltınızı yapıyorsunuz.Şimdi kış olduğu için bu minik kulubelerin etrafını naylonla örtmüşler.İçeride buzdolabı,televizyon,elektrik sobası ve üşüyen omuzlar için şal bile var.Orjinalliği ise epey kalabalık bir yerde olamanıza rağmen başbaşa olmanız.Mandalin ağaçlarının arasında huzurlu bir mekan.Fiyatları ortalam.ancak uyarmalıyım sahipleri bu işe 3 önce başladıkları için biraz acemi.Bana biraz tatlı geldi çünkü acemilikten kaynaklanan bir samimiyet vardı.


Ancak hafta sonu için önceden yer ayırtmanız daha iyi olur.Çünkü oldukça kalabalık oluyormuş.

Gitmek isteyenler için telefon numarası 238 62 38



13 Aralık 2006

BEZE-İÇİ BOŞ-MERENG


Çocukluğumdan beri en çok sevdiğim şeylerin başında gelir.Yapımı kolay mı kolay.Üstelik yaparken hayal gücünüzü istediğiniz kadar çoşturabilirsiniz. Çeşit çeşit aromalar kullanın. Damla çikolata fıstık ilave edin. Gıda boyaları ile renklendirin.Keyfinize kalmış.Çeşit çeşit tarifi var. Ben aşağıda Şafak bey için devamlı yaptığım her seferinde de başarılı olduğum yapımı kolay hatırlanması daha da kolay tarifi veriyorum.


MALZEMELERİ

Her bir yumurta akına karşılık bir çay bardağı şeker esasına dayanır.2 yumurta akı kullanırsanız 2 çay bardağı şeker kullanacaksınız.Mutlaka ve mutlaka yumurtalar 4-5 saat önceden oda sıcaklığına getirilmek üzere buzdolabından çıkartılmış olacak.

1. 4 adet yumurta akı
2. 4 çay bardağı toz şeker
3. bir fiske tuz
4. çay kaşığının ucuyla gıda renklendiricisi-istenirse
5. şekerli vanilin-istenirse


HAZIRLANMASI

1. Fırınınızı 200 dereceye ayarlayın.
2. Yumurta aklarını şekeri vanilya tuz ve gıda boyasını çırpma kabına koyun.
3. Mikserle karışım iyice kabarıp sertleşinceye kadar en az 15 dakika çırpın.Krema kaşık baş aşağı çevrilince damlamayacak kadar sertleşmeli ve kabarmalı.
4. Fırın kağıdı serilmiş tepsilere kahve kaşığı ile bezeleri sıralayın.
5. Fırına koyun ve tam 3 dakika pişirin.Fırını kapatın ancak ağzını hiç açmayın.Ne pişme sırasında nede soğurken.4-5 saat bırakın bezeleriniz fırında kalsın.Ben akşam yatmadan önce yaparım bezeleri.Böylece hem meraklı parmaklardan korunur hem de iyice soğuyup kendini toparlaması sağlanır..

Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN
kaynak:ANNE BEN ACIKTIM-SAHRAP SOYSAL

LİMON DOLGULU BADEM AROMALI PASTACIKLAR




The Baker’s Catalogue’dan bir tarif.Yapımı oldukça zahmetli. İlk yaptığım gün keklerin görüntüsü ve tadının bu kadar uğraşmaya deymeyeceğini düşünmüş ve bloguma yazmamaya karar vermiştim. Ancak pastalar bir günü buzdolabında dinlenerek geçirdikten sonra fikrim tamamen değişti.Oldukça lezzetli bu gurme pastaları denemeye hazırsanız buyrun.Bu arada kremada kullanılmayan yumurta beyazlarını atmayın.Onlarla çocuklara nefis bezeler hazırlayacağız.Bu arada annesi elinde kamera ile yemek resimleri çekerde oğlum durur mu.İşte ikinci fotoğraf Şafak Bey’e ait.

LİMONLU DOLGU

MALZEMELERİ

1. 4 büyük yumurta sarısı
2. 3 limonunu taze sıkılmış suyu (bir bardaktan 2 parmak az oluyor)-1,5 yemek kaşığını nişastayı ezmek için ayırın
3. 3 limonun kabuğu
4. Minik bir fiske tuz.
5. 2 bardak toz şeker
6. 6 yemek kaşığı erimiş tereyağı
7. 3 yemek kaşığı kaşığı nişasta (silme)

HAZIRLANMASI

1. Kremeyı ben mari usulü hazırlayacağız.bunun için önce kalın tabanlı bir çelik tencere alın.Krema kabı olarak bunu kullanacağız.
2. Yumurta sarılarını yumurta tali ile çırpın.içine limon suyunu , limon kabuğunu,tuz, şeker, ve tereyağını ilave edin.
3. karışımın içinde çok fazla şeker ve limon olduğundan ağdalaşmaması ve tencere dibine yapışma olmaması için azami dikkat sarfetmemiz gerekiyor.Bu nedenle kabınızı içinde su kaynayan büyükçe bir kabın içine oturtun.
4. Yumurta teli ile karıştırmaya devam edin.15 dakika içinde şeker eriyecek ve karışım çok hafifçe koyulaşacaktır.
5. Ayrı bir yerde nişastayı limon suyuyla ezin ve karışıma ilave edin.
6. Kremanızı bu aşamada kahve ocağının üzerine alabilrsiniz ama içindeki şekerin ağdalaşmaması için azami dikkat göstererek devamlı ama yavaşça karıştırın.İlk kaynama belirtileri gösterildiği andan itibaren hızlıca 1 dakika daha karıştırın ve tencereyi ateşten alıp soğuk mermere koyun.
7. Ağzını naylon filmle kapatıp buzdolabında 1-2 saat dinlendirin.Kremanızı 1 gece önceden hazırlamanızı tavsiye ederim.

PANDİSPANYALAR

MALZEMELER

1. 125 gr tuzsuz tereyağı-yumuşamış
2. 1,5 su bardağı toz şeker
3. 1 adet vanilya çubuğu yada 1 paket şekerli vanilin (isteğe bağlı)
4. 2 adet yumurta
5. 1 yemek kaşığı vanilya esansı
6. 1 kahve kaşığı badem esansı (acı badem yağı-yenilebilir olanı elbette)
7. ½ kahve kaşığı tuz
8. 2 su bardağı un
9. ½ su bardağı nişasta
10. 1,5 su bardağı tam yağlı süt.

HAZIRLANMASI

1. Fırınınızı 175 dereceye ayarlayın.
2. Minik kek kalıplarını güzelce yağlayın (büyüklüğüne göre değişmekle birlikte orta boy kalıplardan 12 adet çıkmakta)
3. Toz şekeri ve vanilyayı mutfak robotuna koyun ve çekin.
4. Mikser kabında çekmiş olduğunuz şeker ve yumuşamış tereyağını pürüzsüz bir krema kıvamına gelinceye ve yumuşayıncaya dek çırpın.
5. Yumurtaları vanilya ve badem aromasını tuzu kabartma tozunu ilave ederek yaklaşık beş dakika iyice pürüzsüz bir karışım oluncaya kadar çırpın.
6. Başka bir kapta un ve nişastayı tel süzgüden eleyin ve birbirlerine karıştırın.
7. Yumurtalı karışıma önce 1/3 ünü ilave edin.Tamamen karışınca un ve nişasta karışımın 1/3 ünü ilave edin tamamen karışmasını sağlayın.Tüm süt ve un karışımını bu şekilde kek hamuruna yedirin.
8. Bir keğçe yardımıyla karışımı kek kalıplarına paylaştırın.
9. Her bir kalıbın üzerine birer tutam toz şeker serpin.
10. Önceden ısıtılmış fırına koyun.
11. Tam 24 dakika fırınlayın.Sonra keklerin üzerini alüminyum folyo örtüp bir dört dakika daha pişirin.
12. Fırını kapatıp kekleri dışarı alın.

PASTACIKLARIN HAZIRLANMASI

1. Soğuyan keklerinizin üzerinden keskin bir bıçakla bir kapak açın.
2. Her bir kekin içini bir kehve kaşığı birza boşaltın.
3. Keklerin içine limonlu kremayı doldurun.
4. Tercihen bir gece buzdolabında beklettikten sonra servis edin.

Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

11 Aralık 2006

ÇİPOHORTA (BAHÇE OTU)


İzmir’de havalar çok iyi gidiyor.Pazar ise alabildiğine otlarla dolu. Arapsaçı , şevket-i bostan, turp otu vs. Merak etmeyin hepsinin tarifini sırayla vereceğim.Ama şimdi ilk olarak bu besleyici ve lezzetli yemek var sırada.Bu tarif için Osman Cengiz ve Tülay Cengiz e çok teşekkür ederim.

MALZEMELER
Pazarda satılan karışık ot dan 1,5 kilo .Bu karışık ot un içine şunlar ilave edilmeli
-sirken otu
-kabak filizi ve çiçeği
-maydonoz
-kereviz sapı
-arap saçı
-bahçe otu
-şevket-i bostan
-pırasa
ayrıca
-1 büyük patates
-1 kabak
-1 patlıcan
-en az 1 kilogram domates
-zeytinyağı
-tuz

HAZIRLANMASI

Otlarınızı güzelce ayıklayın ve kumu gidene kadar yıkayın.
Sebzelerinizi yıkayın soyun ve küp küp kesin.
Zeytinyağında ince çentilmiş soğanı kavurun.
Otları ve sebzeleri üzerine koyun
Üzerini tamamen örtecek kadar domates hazırlayın.Domatesi ne kadar bol olursa o kadar lezzetli olur.
Hafif ateşte kaynatın.gerekirse su ilave edebilirsiniz.

AFİYET OLSUN
OYLUM ÖZMEN

08 Aralık 2006

İŞTE BU!!!

-Hep gidilecek bir yer varmış ve oraya tıpkı bir rüyadaki gibi bir türlü gidemiyormuşum duygusundan kurtulmak için yazıyorum. Bir türlü mutlu olamadığım için yazıyorum. Mutlu olmak için yazıyorum.
Orhan Pamuk un babasının bavuluyla ilgili yaptığı konuşmadan aldım bunları.Devamlı hissettiğim bir şeylerin eksikliği duygusu yerine dolduramama duygumun nedenini öyle güzel özetliyor ki. Bunu okuduğum ana kadar bu eksikliği bir şeylere takılarak doldurmaya çalıştım hep.Ama aniden gözümün önünde ışıl ışıl cascavlak beliriverdi karşımda. İyi mi yazarım kötü mü yazarım onu bilemem ama işte budur. Yapmak istediğim bu bir şeyler yazmak yaratmak. Çünkü o zaman hayal kuruyorum ve içinde yarattığım dünyada bende yaşıyorum. Eksiklik duygusu yerini büyük bir tatmine bırakıyor. Yaratmak üretmek bunun kadar güzel olan bir şey var mı? Kendine ait özgür bir dünya. Bu dünyada mutlu olmak da romantik olmak da hayallere kapılmak senin elinde. İşte ben buyum ben bunu yapmak istiyorum. Bir odaya kapanıp hayal kurmak. Parmağım klavyenin üzerinde uçuşmalı. Beynimden geçenlerin hızına yetişebilmek için daha hızlı yazmaya çalışmalıyım. Sevdiğim anların fotğraflarını çekmeliyim aklımda. Oynamalı evirmeli çevirmeli yapıp bozmalıyım. Sonunda yeni şeklinin gerçeğin birebir aynısı olduğuna inandığım anda da bunu kağıda dökebilmenin huzurunu yaşamalıyım. Unutulmamalı kurulanlar, yalancı anılar. Çünkü insanoğlu birazda hayal ettiği kadar yaşar.Umut ettiği kadar vardır. Umutta aslında hepsi hepsi bir hayaldir başlangıçta.

06 Aralık 2006

ÖYLESİNE BİR DENEME


Bugün kemeraltinda yürürken küçük bir kiz çocuğu kesti önümü. Heyecandan al al olmuş yanaklariyla sigaraya uyuşturucuya alkole hayir kampanyasina imza vermemi istedi. Elbette katilirim dedim. Sigaraya karşiyim doğru. Ama asil sebeb oydu, onun heyecani o kadar tatli o kadar kipirtiliydi ki işiklar saçiyordu
İnsan sadece çok gençken bu kadar masum ışıl ışıl mutluluğa,böyle yürek titreyişine sahip olur. Oysa zaman geçtikçe mutlulukta kaniksaniyor. Hayata alişiyor insan; onun beklenmedik çelmelerine yada kucaklamalarina. Rutinler huzur vermeye başliyor. Ama bu rutinlerde bitiriyor adami. Amansiz bir döngü bu.
Aslinda hayat da kaos denen ama hep ayni girdaplarla dönerek akan bir nehir. Başliyor coşuyor duruluyor ve sonunda bitiyor.Ama hep ayni. Bizlerse nehirin kenarinda durmuş akan suyun binlerce değişik şekilde her seferinde farkli bir su damlasi ile ayni kaya parçasina çarpmasini izliyoruz,heyecanlanmiyoruz. Su damlalari farkli da olsa kayayi farkli tokatlasa da ayni işte.
Belkide budur insani rahatlatan. Aidiyet ,teslimiyet ve huzur. Cebelleşebildiğin kadar boğuşabildiğin kadar boğuş. Kaç kişi çemberin dişina çikmaya cesaret eder.Ya da kim orada tutunup geri dönmeyecek kadar delidir. Yürekli misiniz o kadar o bildiğiniz nehrin bildiğiniz akişini izlemek yerine atlayip suya saman çöpü misali savrulmaya. Tevekküllü müsünüz o kadar dibe batmayi da denize ulaşip orada kaybolmayida baştan kabullenecek hiç bir kiyiya ait olmadan.
Evlilik gibi bir şey bu. Rutinden kisir döngüden bikarsin yüreğin haykirir yeter artik kaç kurtul at kendini suya diye ama atamazsin. Seversin çünkü. Onlar olmadan yoksundur sen. Etindir, kemiğindir, evladindir, eşindir, işindir, anandir, babandir ve şehrindir sevdiklerin. Akşamlari özlersin kokularini tenlerini renklerini. Kaybedeceğim diye titrer yüreğin ama gene de atlamayi hayal edersin.
Sonra aniden farkedersin ki senin nehrinde bu yanda akmakta. Yatağı farkli da olsa tüm nehirler ayni. Çarptiğin kayalar bile ayni. Senin kaosun girdabin bu yanda. Oysa oturmuş diğer nehirlere atlamaya öykünürsün.
Akşam kizil gri güneş batişina karşi bir sigara yakarsin keşfine şaşirarak dudağinda şaşkin minik bir gülümsemeyle. Buldum dersin işte huzuru buldum. Hangisidir gerçek hayalin mi yoksa gerçek sandığın mı. Önemi de yok aslında önemli olan inandığındır.Kalemini bırakır akşama ne yemek istediğini düşünürsün geniş bir sırıtmayla birlikte.

Oylum Özmen

04 Aralık 2006

KEREVİZ SALATASI


Zamanında evdeki yemek kitaplarından birinde okuyup yaptığım ve sonra sık sık yaparak kış mevsiminde evimden eksik etmediğim bir salata bu.Hem çok kolay hem çok ucuz.Kereviz sevenlerden iseniz deneyiniz. Duruma göre rendelenmiş kereviz ile yapıp isterseniz içine havuç rendeyebilir ve hoş bir renk uyumu yakalayabilirsiniz.


MALZEMELER

· 1 adet kereviz
· 1 -2 yaprak körpe marul
· 1 küçük kırmızı turp
· zeytinyağı
· ½ limon suyu
· tuz
· karabiber
HAZIRLANMASI

· Kerevizi soyun yıkayın ve incecik dilimleyin.
· Zeytinyağı,limon suyu, tuz ve karabiberi çırparak bir sos hazırlayın.kestiğiniz kereviz dilimlerini bu sosa koyun ve iyice bulayarak kabın ağzını plastik film ile örtüp buzdolabına kaldırın.Vaktiniz varsa 1 saat kadar bekletin.
· Yapraklarından taze olanları yıkayın bir körpe marul ile birlikte ince kıyın.
· Turpu rendeleyin ve tuz ile acısını alıp tuzunu atana kadar sudan geçirin.
· Soslanmış kereviz dilimlerini bir tabağa alın.Üzerlerine kereviz ve marul yaprağını koyun.Rendelenmiş turp ile süsleyip renginin parlaması için üzerlerine sprey zeytinyağı sıkın.
Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN