06 Aralık 2006

ÖYLESİNE BİR DENEME


Bugün kemeraltinda yürürken küçük bir kiz çocuğu kesti önümü. Heyecandan al al olmuş yanaklariyla sigaraya uyuşturucuya alkole hayir kampanyasina imza vermemi istedi. Elbette katilirim dedim. Sigaraya karşiyim doğru. Ama asil sebeb oydu, onun heyecani o kadar tatli o kadar kipirtiliydi ki işiklar saçiyordu
İnsan sadece çok gençken bu kadar masum ışıl ışıl mutluluğa,böyle yürek titreyişine sahip olur. Oysa zaman geçtikçe mutlulukta kaniksaniyor. Hayata alişiyor insan; onun beklenmedik çelmelerine yada kucaklamalarina. Rutinler huzur vermeye başliyor. Ama bu rutinlerde bitiriyor adami. Amansiz bir döngü bu.
Aslinda hayat da kaos denen ama hep ayni girdaplarla dönerek akan bir nehir. Başliyor coşuyor duruluyor ve sonunda bitiyor.Ama hep ayni. Bizlerse nehirin kenarinda durmuş akan suyun binlerce değişik şekilde her seferinde farkli bir su damlasi ile ayni kaya parçasina çarpmasini izliyoruz,heyecanlanmiyoruz. Su damlalari farkli da olsa kayayi farkli tokatlasa da ayni işte.
Belkide budur insani rahatlatan. Aidiyet ,teslimiyet ve huzur. Cebelleşebildiğin kadar boğuşabildiğin kadar boğuş. Kaç kişi çemberin dişina çikmaya cesaret eder.Ya da kim orada tutunup geri dönmeyecek kadar delidir. Yürekli misiniz o kadar o bildiğiniz nehrin bildiğiniz akişini izlemek yerine atlayip suya saman çöpü misali savrulmaya. Tevekküllü müsünüz o kadar dibe batmayi da denize ulaşip orada kaybolmayida baştan kabullenecek hiç bir kiyiya ait olmadan.
Evlilik gibi bir şey bu. Rutinden kisir döngüden bikarsin yüreğin haykirir yeter artik kaç kurtul at kendini suya diye ama atamazsin. Seversin çünkü. Onlar olmadan yoksundur sen. Etindir, kemiğindir, evladindir, eşindir, işindir, anandir, babandir ve şehrindir sevdiklerin. Akşamlari özlersin kokularini tenlerini renklerini. Kaybedeceğim diye titrer yüreğin ama gene de atlamayi hayal edersin.
Sonra aniden farkedersin ki senin nehrinde bu yanda akmakta. Yatağı farkli da olsa tüm nehirler ayni. Çarptiğin kayalar bile ayni. Senin kaosun girdabin bu yanda. Oysa oturmuş diğer nehirlere atlamaya öykünürsün.
Akşam kizil gri güneş batişina karşi bir sigara yakarsin keşfine şaşirarak dudağinda şaşkin minik bir gülümsemeyle. Buldum dersin işte huzuru buldum. Hangisidir gerçek hayalin mi yoksa gerçek sandığın mı. Önemi de yok aslında önemli olan inandığındır.Kalemini bırakır akşama ne yemek istediğini düşünürsün geniş bir sırıtmayla birlikte.

Oylum Özmen