29 Aralık 2006

ŞEVKET-İ BOSTAN




İzmir’ liler bilir.Pazarın en pahalı en lezzetli yabani otu budur.Fiyatından yanına yaklaşılamaz ama yılda en az bir kere alıp pişirmek gerektiğine inanılır.En son sorduğumda kilosu yedi ytl idi.Temizlenmiş ve ayıklanmış şekilde satılır.Pazarda suyun içinde bekletirler.Toplaması da temizlemeside çok dertli iştir.Çünkü bu bildiğiniz, toprağa sıkıca tutunmuş dikendir.Nefasetine doyum olmaz ama.Eğer etli yemek istemezseniz benim gibi haşlayıp sarımsak zeytinyağı ve limondan oluşan tarator sosla servis de yapabilirsiniz.Ama Giritli’ler bunu kuzu etiyle aslında sübye ile pişirirler.


MALZEMELER

1. 750 gr kadar şevket i bostan
2. 250-300 gr kemikli kuzu eti
3. 1 adet soğan
4. 1 y.k salça
5. 2-3 adet domates
6. tuz
7. zeytinyağı

HAZIRLANMASI

1. Etleri soğanla birlikte iyice kavurun.Salçayı ilave edip çevirin.Küp kesilmiş domatesleri ekleyin.
2. Şevket-i bostanları koyun.Biraz tıkırdatın.
3. Düdüklünün ağzını kapatıp 25 dakika kadar pişirin.
4. Sıcak olarak servis yapın.

Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

Not : Eğer önceden şevket-i bostan ı haşlarsanız bu yöntemlede pişirenler var o zaman düdüklüye koymanızı gerek yok.Şevket-i bostanın suyunun böbrek rahatsızlıklarına çok iyi geldiği söylenir.Haşladığınız suyu çay niyetine içebilirsiniz.

27 Aralık 2006

ZEYTİNYAĞLI KEREVİZ


Aslında dikkat ettimde genellikle zeytinyağlı yemek tarifi vermişim .Etli yemekler pek az. Et yiyemediğimden olsa gerek. Bu da hep yaptığım yemeklerden birisi.Kereviz severlere sunulur.

MALZEMELER

1. 1 kg kereviz
2. 2-3 adet havuç
3. 1 büyük patates
4. 1 baş kuru soğan
5. 1 adet portalalın taze sıkılmış suyu
6. 3-4 adet küp şeker
7. tuz
8. zeytinyağı

HAZIRLANMASI

1. Kerevizi patatesi ve havucu temizleyip küp küp kesin.Kereviz yapraklarının körpe olanlarını ayırın kerevizle birlikte pişireceğiz. Kerevizin diğer yapraklarını bir kenara kaldırın atmayın .
2. İnce çentilmiş soğanı zeytinyağında havuçlarla birlikte kavurun.Havuçlar yumuşayıncaya kadar pişirmeye devam edin.
3. Kerevizi ve patatesi ilave edip tuzunu ve şekerini koyduktan sonra 1 adet portakalın taze sıkılmış suyunu sebzelerin üzerinde gezdirin.Sebzelerle yanı hizaya gelecek kadar su koyun.Bu aşamada dilerseniz 1 yemek kaşığı unu portakal suyunu yemeğe eklemeden önce sebzelerin üzerine serpebilirsiniz.
4. Ocağı kısın.Evinizde varsa yemeğin hemen üzerine yağlı fırın kağıdı ile örtün.
5. Patatesler ve havuçları kontrol edin ezilebilir halde iseler yemeğimiz pişmiş demektir.
6. Soğuk servis edin.

Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

Not : Aslında iyi zeytinyağlı yemek yapmanın sırrı şudur :


1-Yemeğinizi hep ağır ateşte pişirin.
2-Mümkün olduğunca buharının içinde kalarak zeytinyağı ve sebzelerin aromalandırılmasını sağlayın.Eğer düdüklüde pişirmiyorsanız yukarıda değindiğim gibi yemeğin üzerine ikiye katlanmış yağlı kağıt örtün.
3-Zeytin yağlı yemeğinizi tencerede kesinlikle saklamayın.Cam yada tercihen porselen servis kabına aktarın.
4-Eğer imkanınız varsa ama biliyorum ki bu şartı karşılamak çok zor yemeğinize metal değdirmeyin.
Bu yukarıda bahsettiklerim aslında iyi bir girit yemeği yapmanında sırlarındandır.

kKEREVİZ YAPRAĞI SALATASI



Güzelim taze taze pazardan aldığımız kerevizin yapraklarının küçük bir kısmı yemeğe konur geri kalanı ya atılır yada çorbalara koymak için kurutulur.Ama kuruttuğunuz ve ihtiyaç duyduğunuz kereviz yaprakları da bir yere kadar.Kavanozlar dolusu kereviz yaprağı ne olacak sonra? Şimdi kerevizinizi pişirdikten sonra birde bu salatayı deneyin.Klasik yöntemi uygulayacağız. Ama tadı hiçde yabana atılır gibi değil müdavimi olup komşulardan kereviz yaprağı toplamaya başlarsanız karışmam..
Kereviz yapraklarını ayıklayın ve yıkayın.Saplarını elinizle kırarak kontrol edin ve kartlarını atın.Bir tencerede suyu kaynatın.Fokurdamaya başlayınca (tüm otlarınızı kaynayan suya atarak haşlamalısınız) kereviz yapraklarını suya boca edin.Saplar iki parmak arasında hafif bastırmayla eziliyorsa olmuştur.Hemen kevgirle alın.Üzerine 3-4 diş iyice ezilmiş sarımsak zeytinyağı limon suyu ve bir kaç damla sirke ile hazırladığınız sosu gezdirin.Dilerseniz pancar turşusu ile süsleyip servis yapın.
Kerevizi haşladığınız suyu dilerseniz çorbalarda ya da bitki çayı olarak tüketebilirsiniz.Böbrek taşlarına iyi geldiğini duymuştum.
İşte bir sebzeyi sonuna kadar tüketmek diye ben buna derim.Etinden sütünden yününden faydalandık.Daha ne olsun hepimize afiyet olsun

Oylum Özmen

25 Aralık 2006

NOHUTLU PIRASA

Oldukça klasik bir tarif.Tam kışa ve Ege ye uygun.Baba-annem Allah rahmet eylesin pek severdi nohutu. İşte azot mineral ve vitamin bakımından zengin klasik bir yemek tarifi.


MALZEMELER
1 kilo pırasa
1 su bardağı nohut
dilediğiniz kadar zeytinyağı
1 baş soğan
1-2 yemek kaşığı salça
tuz

HAZIRLANMASI

1. Nohutu bir gece önceden ıslatın.Ertesi gün suyunu süzüp yumuşayıncaya kadar haşlayın.Haşlama suyunu atın.
2. Pırasaları ayıklayın yıkayın ve dilimleyin..
3. Soğanı çentin zeytinyağında kavurun. Pembeleşince salçayı ilave edin.
4. Pırasaları koyun.nohutları ekleyip.pırasaların üzerini bir parmak geçinceye kadar ılık su ilave edin.Tuzunu koyun.
5. Kısık ateşte pırasalar yumuşayıncaya kadar pişirin.


NOT :
· Bakliyatınızı haşlarken asla içine tuz atmayın.Sertleşirler.
· Bakliyatın tazeliğinden çok emin değilseniz akşamdan ıslattığınız suya bir tatlı kaşığı karbonat koyun.Ancak ıslatma suyunu süzüp yıkadıktan sonra taze su ile haşlayın.


Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

23 Aralık 2006

AŞURE

Sevmeyen var mıdır? Parmak kaldıranı köşeye alalım ve bir de bu aşureyi tatmasını sağlayalım lütfen. Sonra da seyredin bakalım 180 derecelik dönüş nasıl olur muş? Sevgili Nilgün’ün becerekli ellerinden çıkmış ve fotoğraflanmış aşure tarifi ise şöyle :

MALZEMELER

1/2 kg aşurelik buğday
1 su bardağı kuru fasulye
1 su bardağı nohut
1 su bardağı pirinç
1,5 kilo toz şeker
250 gr kuru kayısı
3 adet elma
250 gr kuru çekirdeksiz üzüm
2 çorba kaşığı toz sahlep
4-5 adet damla sakızı veya 1 çorba kaşığı zencefil
1 paket kuş üzümü
250 gr ayıklanmış ceviz
1/2 su bardağı badem
2 tane ayıklanmış nar
1 su bardağı susam
tarçın

YAPILIŞI

Buğday,nohut,kuru fasulye 'yi 7-8 saat önce ayrı ayrı suda ıslatıyoruz.

Daha sonra fasulye ve nohutu ayrı ayrı haşlayıp suyunu süzüyoruz.

Buğdayı haşlıyoruz fakat suyunu süzmüyoruz diğer haşladıklarımız ile birleştirip büyük bir tencereye alıyoruz.

Pirinci ilave ediyoruz .

Üzerine koyuluk durumuna göre 1-2 litre kaynar su ilave ediyoruz.

Hepsini birlikte 1 saat kadar karıştırarak pişiriyoruz.

Karışım kıvam almaya başlayınca bir miktar soğuk su ile sahlep ve zencefili (yada damla sakızını) karıştırıp kaynayan karışıma ilave ediyoruz.

Bu arada kuru kayısıları ve üzümleri suda ıslatıyoruz. Kayısıları küçük küçük doğruyoruz ve elmaları soyup küçük küçük dilimliyoruz.Hepsini karışıma ilave ediyoruz .

İyice piştikten sonra karışıma toz şekeri ilave ediyoruz. Yarım saat kadar karıştırarak tadının özdeşleşmesini bekliyoruz.

Daha sonra kaselere döküyoruz üzerine kavrulmuş susam, tarçın ceviz,badem, nar ve kuş üzümüyle süslüyoruz.


Afiyet Olsun

Nilgün EREL

22 Aralık 2006

İZMİR ÜSTÜNE

Bu sabah hava harika. Güneş pırıl pırıl . Kim demiş İzmir'in havasina güven olmaz diye. Dünkü fırtınadan sonra çikti işte. Dayanamaz İzmir’de Güneş gülümseyiverir güzelim şehrime tüm ihtişamıyla. İnadına güven İzmir’in havasina Güneş hep burada, hiç nazlanmaz. Evden çıkmadan once Çatalkaya ya doğru bakman yeterli. Orası yağmurlu ise bil ki yağmur yağacak. Gene de unutma yağmurdan sonra Güneş uğrayacak şehrime, kaldırımlar kuruyuverecek gençler, çocuklar sokaklara dökülecek..Herodot’un dediği gibi dünyanın en güzel ikliminde yaşıyoruz.Güneş ve İzmir aşık ile maşuk gibidir burda.

Bu şehri çok seviyorum. Tuz kokusunu, rahatliğini, Kemeralti'ni, vapurlarini, Güneş’in batişini (bu kadar güzel güneş batişi bir de Rio De Janerio da varmiş, öyle der büyüklerimiz.), konuşkan güler yüzlü kadinlarini.
Bir gün hiç unutmam Ankara'da belediye otobüsündeyim.Bir hanim yaklaşti yanima ve sordu :
-pardon İzmir’li misiniz acaba ?
şaşirdim tabii nerden anladiğini sordum.
--Bir kere çok konuşuyorsunuz dedi ve ilave etti
-ayni zamanda da renkli giyinmişsiniz.

Eeee birde dillere destan güzelliğimiz var hemen farkediliyoruz demek ki daha ne olsun.

Yaz akşamlari balkonu yikadiktan sonra ıslak ayaklarla şöyle bir sigara yakilip kahveler höpürdetildi mi deymeyin keyfe. Hele bir de körfeze bakan bir terasta iseniz hanim hanima yapilan azicik fal azicik dedikodu ve açik saçik fikralar ;Bazende gevrekyeşil biber domates ve tulum peyniriyle yapılır akşam üstü sohbetleri. Güneş uykuya yatarken bundan tatlısı var mi? Akşamları ise mangallar yakılıp çupralar ateşle dansa başladı mı yudumlamaya başla rakını.Tarator soslu deniz börülcesi , beyaz peynir ile demlenir once kafalar balık , deniz ve yıldız eşliğinde.
Buzlu badem le birlikte Kordon’da içtiğin buz gibi biranın tadını unutmaya imkan var mı?

Canın sıkıldı mı atla arabana ver elini Çeşme, Foça, Kuşadası, Teos, Kalamaki,Seferihisar ve Urla.

İzmir in kadini rahattir, korkusuzdur, azicikda ağzi bozuktur. Bende severim argo konuşup ağzi dolu dolu küfretmeyi.Yeri geldi mi ne rahatlatir insani. Sayfalarca yazacağin duygularini iki kelimede özetlersin "çok konuşmada almayalım paçani aşaği" .

Bu kadar dobra, laf ebesi efelik damari kabardi mi gözlerinden kivilcimlar fişkiran konuşurken adamın gözünün içine korkmadan bakan kadinlari ancak bizim gibi kor ateşler söndürdüğünden olsa gerek ataerkil kafayla büyümüş kendine olan güven eksikliğini örtmek için feodal takılan “sert erkekler” bizim şehrin kadınlarını sevmezler pek. Her adamın harcı değil efe olmak.

Biz İzmir’liler flört etmeyi de severiz. Havasında var ne yapacaksin hormonlarını bozuyor adamin. İlkbaharda buram buram ıhlamurlarin kokusu denizin kokusuyla ebrulanirken insanin aklina aşktan başka ne gelir ki. Bu şehir buram buram aşk kokuyor.Bu şehirde aşk her şeye rağmen hala var.
Ah ne güzeldir yaz akşamlari şortlari ayağa geçirip sırtta askılı bluzlar ayakta terlik ile sahil boyunda çiğdem çitleyip dedikodu yapmak. Yarı rumca yarı türkçe izmirce konuşup sicaktan yanan enseleri ödünç paramanalarla rahatlatip kimsenin asfalyasini attirmadan şakalaşip gülüşmek. Kumrulari boyozlari halletmek.

Ankara da çok güzel günlerim oldu. Evliliğimin ve gençliğimin en güzel yillari bu şehirde geçti. Ara sira açar bakarim kutusunu belleğimin. İstanbul ise hep beni büyüler.Taşrali gibi hissederim ihtişami karşisinda kendimi. Oysa İzmir aklima geldi mi burnumun direği bir sizlar ki gözlerim yaşarir. Ne yapayim içime işlemiş işte İzmir’liyim seviyorum ben güzel İzmir’imi gavur İzmir’imi..

Oylum Özmen

21 Aralık 2006

SARIMSAKLI EKMEK


Şu ekmek makinalarının çıktığına sevinsek mi üzelsek mi bilemiyorum.Hem evde kendi hazırladığımız bir birinden lezzetli ekmekler yiyoruz hem de bu ekmekler o kadar lezzetliki tüketimi ister istemez artıyor.

MALZEMELER

ekmek makinanız ile birlikte verilen cup ölçü bardağını ve ölçü kaşıklarını kullanın.
1 cup ılık su
1 yemek keşığı tereyağı (erimiş)
1 yemek kaşığı yağsız süt tozu
1 yemek kaşığı taz şeker
1 ½ tatlı kaşığı tuz
1 ½ tatlı kaşığı kurutulmuş maydonoz
2 tatlı kaşığı sarımsak tozu
3 cup un
2 tatlı kaşığı aktif kuru maya


Yukarıda belirtilen sırayla ekmek teknesine malzemeleri koyun ve temel ekmek yapımını seçip (yaklaşık 3 saatlik bir program) makinanızı çalıştırın.Eğer makinanız yoksa hamurunuz kepekli ekmek tarifinde anlattığım şekilde mayalandırılmalı ve pişrilmeli.Makinanızın kabartma ve son yoğurma işlemini tamamladıktan sonra ekmeğin üzerine dilerseniz haşhaş tohumları yada arzu ettiğiniz herhangi bir şeyi serpebilirsiniz.
Özellikle tarhana çorbası gibi çorbaların yanında nefis oluyor.Ayrıca tereyağlı olarak brunchların yanında ve akşam üstleri çaylarında peynir domates ve yeşil biber eşliğinde epey rağbet görecek bir ekmek bu.Ben çok sevdim açıkçası.
Afiyet olsun

19 Aralık 2006

TİRAMİSU


İş arkadaşlarımdan Funda hepimize süpriz yaparak bizlere tiramisu ziyafeti çekti.Bende bu fırsatı kaçırmadım ve dilimler hızlıca yok edilmeden once fotoğraflayabilme fırsatı buldum. Hem pratik hemde leziz olan bu tarifi denemenizi tavsiye ederim.

MALZEMELER
-1 adet hazır kek

kreması için;
-2 yumurta sarısı
-1 yemek kaşığı mısır nişastası
-1 yemek kaşığı un
-2 çay bardağı şeker
-2,5 su bardağı süt
-1 paket vanilya
-1 paket labne peynir

keki ıslatmak için;
-1 büyük fincan sıcak su
-2 yemek kaşığı nescafe
-2 yemek kaşığı şeker
-isteğe göre 2 yemek kaşığı viski

HAZIRLANMASI

Kremayı yapmak için labne hariç bütün malzemeler muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Ocağın altı kapatıldıktan sonra karışıma labne peyniri ilave edilir ve iyice karıştırılır. Krema soğuduktan sonra keki ıslatmak için hazırlanan karışımla kekin altı ve üstü ıslatılır. Daha sonra soğumuş olan krema kekin ortasına ve üstüne sürülür. Son olarak da pastamızın üstüne ince delikli süzgeç yardımıyla bolca kakao serpilir.

Afiyet olsun
Funda İlhan

15 Aralık 2006

AVOKADO SALATASI

AVOKADO: Lif, A, C, E vitamini ve bazi B vitaminleri açisindan oldukça zengindir. Ayrica potasyum yüklüdür. Potasyum eksikligi depresyona ve yorgunluga yol açtigi için düzenli yenmelidir. Kalp için yararli olan avokado ayni zamanda cildi de besler. Uzmanlar avokadoyu cildin kirisiksiz olmasinda önemli rol oynayan kolajenin üretimini saglayan bir depo olarak degerlendiriyorlar.

AVOKADO SALATASI:
2-3 adet biraz olgunlaşıp yumuşamış Avokadonun kabukları soyulur.
Çekirdeği çıkarılarak kesilir,çatalla ezilir.
Damak tadına göre ; limon ve zeytinyağı,biraz tuz,dövülmüş sarımsak
eklenir.
Afiyet ve şifa olsun
SERPİL ÖZUĞURLU

14 Aralık 2006

SERENDER




Son gittiğimiz yerin adı oldukça ilginç SERENDER YAĞMUR EVLERİ.Minik evcikler yapmışlar.Yazın yağmurun altında yemek yeme keyfini tadını yaşıyor serin serin kahvaltınızı yapıyorsunuz.Şimdi kış olduğu için bu minik kulubelerin etrafını naylonla örtmüşler.İçeride buzdolabı,televizyon,elektrik sobası ve üşüyen omuzlar için şal bile var.Orjinalliği ise epey kalabalık bir yerde olamanıza rağmen başbaşa olmanız.Mandalin ağaçlarının arasında huzurlu bir mekan.Fiyatları ortalam.ancak uyarmalıyım sahipleri bu işe 3 önce başladıkları için biraz acemi.Bana biraz tatlı geldi çünkü acemilikten kaynaklanan bir samimiyet vardı.


Ancak hafta sonu için önceden yer ayırtmanız daha iyi olur.Çünkü oldukça kalabalık oluyormuş.

Gitmek isteyenler için telefon numarası 238 62 38



13 Aralık 2006

BEZE-İÇİ BOŞ-MERENG


Çocukluğumdan beri en çok sevdiğim şeylerin başında gelir.Yapımı kolay mı kolay.Üstelik yaparken hayal gücünüzü istediğiniz kadar çoşturabilirsiniz. Çeşit çeşit aromalar kullanın. Damla çikolata fıstık ilave edin. Gıda boyaları ile renklendirin.Keyfinize kalmış.Çeşit çeşit tarifi var. Ben aşağıda Şafak bey için devamlı yaptığım her seferinde de başarılı olduğum yapımı kolay hatırlanması daha da kolay tarifi veriyorum.


MALZEMELERİ

Her bir yumurta akına karşılık bir çay bardağı şeker esasına dayanır.2 yumurta akı kullanırsanız 2 çay bardağı şeker kullanacaksınız.Mutlaka ve mutlaka yumurtalar 4-5 saat önceden oda sıcaklığına getirilmek üzere buzdolabından çıkartılmış olacak.

1. 4 adet yumurta akı
2. 4 çay bardağı toz şeker
3. bir fiske tuz
4. çay kaşığının ucuyla gıda renklendiricisi-istenirse
5. şekerli vanilin-istenirse


HAZIRLANMASI

1. Fırınınızı 200 dereceye ayarlayın.
2. Yumurta aklarını şekeri vanilya tuz ve gıda boyasını çırpma kabına koyun.
3. Mikserle karışım iyice kabarıp sertleşinceye kadar en az 15 dakika çırpın.Krema kaşık baş aşağı çevrilince damlamayacak kadar sertleşmeli ve kabarmalı.
4. Fırın kağıdı serilmiş tepsilere kahve kaşığı ile bezeleri sıralayın.
5. Fırına koyun ve tam 3 dakika pişirin.Fırını kapatın ancak ağzını hiç açmayın.Ne pişme sırasında nede soğurken.4-5 saat bırakın bezeleriniz fırında kalsın.Ben akşam yatmadan önce yaparım bezeleri.Böylece hem meraklı parmaklardan korunur hem de iyice soğuyup kendini toparlaması sağlanır..

Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN
kaynak:ANNE BEN ACIKTIM-SAHRAP SOYSAL

LİMON DOLGULU BADEM AROMALI PASTACIKLAR




The Baker’s Catalogue’dan bir tarif.Yapımı oldukça zahmetli. İlk yaptığım gün keklerin görüntüsü ve tadının bu kadar uğraşmaya deymeyeceğini düşünmüş ve bloguma yazmamaya karar vermiştim. Ancak pastalar bir günü buzdolabında dinlenerek geçirdikten sonra fikrim tamamen değişti.Oldukça lezzetli bu gurme pastaları denemeye hazırsanız buyrun.Bu arada kremada kullanılmayan yumurta beyazlarını atmayın.Onlarla çocuklara nefis bezeler hazırlayacağız.Bu arada annesi elinde kamera ile yemek resimleri çekerde oğlum durur mu.İşte ikinci fotoğraf Şafak Bey’e ait.

LİMONLU DOLGU

MALZEMELERİ

1. 4 büyük yumurta sarısı
2. 3 limonunu taze sıkılmış suyu (bir bardaktan 2 parmak az oluyor)-1,5 yemek kaşığını nişastayı ezmek için ayırın
3. 3 limonun kabuğu
4. Minik bir fiske tuz.
5. 2 bardak toz şeker
6. 6 yemek kaşığı erimiş tereyağı
7. 3 yemek kaşığı kaşığı nişasta (silme)

HAZIRLANMASI

1. Kremeyı ben mari usulü hazırlayacağız.bunun için önce kalın tabanlı bir çelik tencere alın.Krema kabı olarak bunu kullanacağız.
2. Yumurta sarılarını yumurta tali ile çırpın.içine limon suyunu , limon kabuğunu,tuz, şeker, ve tereyağını ilave edin.
3. karışımın içinde çok fazla şeker ve limon olduğundan ağdalaşmaması ve tencere dibine yapışma olmaması için azami dikkat sarfetmemiz gerekiyor.Bu nedenle kabınızı içinde su kaynayan büyükçe bir kabın içine oturtun.
4. Yumurta teli ile karıştırmaya devam edin.15 dakika içinde şeker eriyecek ve karışım çok hafifçe koyulaşacaktır.
5. Ayrı bir yerde nişastayı limon suyuyla ezin ve karışıma ilave edin.
6. Kremanızı bu aşamada kahve ocağının üzerine alabilrsiniz ama içindeki şekerin ağdalaşmaması için azami dikkat göstererek devamlı ama yavaşça karıştırın.İlk kaynama belirtileri gösterildiği andan itibaren hızlıca 1 dakika daha karıştırın ve tencereyi ateşten alıp soğuk mermere koyun.
7. Ağzını naylon filmle kapatıp buzdolabında 1-2 saat dinlendirin.Kremanızı 1 gece önceden hazırlamanızı tavsiye ederim.

PANDİSPANYALAR

MALZEMELER

1. 125 gr tuzsuz tereyağı-yumuşamış
2. 1,5 su bardağı toz şeker
3. 1 adet vanilya çubuğu yada 1 paket şekerli vanilin (isteğe bağlı)
4. 2 adet yumurta
5. 1 yemek kaşığı vanilya esansı
6. 1 kahve kaşığı badem esansı (acı badem yağı-yenilebilir olanı elbette)
7. ½ kahve kaşığı tuz
8. 2 su bardağı un
9. ½ su bardağı nişasta
10. 1,5 su bardağı tam yağlı süt.

HAZIRLANMASI

1. Fırınınızı 175 dereceye ayarlayın.
2. Minik kek kalıplarını güzelce yağlayın (büyüklüğüne göre değişmekle birlikte orta boy kalıplardan 12 adet çıkmakta)
3. Toz şekeri ve vanilyayı mutfak robotuna koyun ve çekin.
4. Mikser kabında çekmiş olduğunuz şeker ve yumuşamış tereyağını pürüzsüz bir krema kıvamına gelinceye ve yumuşayıncaya dek çırpın.
5. Yumurtaları vanilya ve badem aromasını tuzu kabartma tozunu ilave ederek yaklaşık beş dakika iyice pürüzsüz bir karışım oluncaya kadar çırpın.
6. Başka bir kapta un ve nişastayı tel süzgüden eleyin ve birbirlerine karıştırın.
7. Yumurtalı karışıma önce 1/3 ünü ilave edin.Tamamen karışınca un ve nişasta karışımın 1/3 ünü ilave edin tamamen karışmasını sağlayın.Tüm süt ve un karışımını bu şekilde kek hamuruna yedirin.
8. Bir keğçe yardımıyla karışımı kek kalıplarına paylaştırın.
9. Her bir kalıbın üzerine birer tutam toz şeker serpin.
10. Önceden ısıtılmış fırına koyun.
11. Tam 24 dakika fırınlayın.Sonra keklerin üzerini alüminyum folyo örtüp bir dört dakika daha pişirin.
12. Fırını kapatıp kekleri dışarı alın.

PASTACIKLARIN HAZIRLANMASI

1. Soğuyan keklerinizin üzerinden keskin bir bıçakla bir kapak açın.
2. Her bir kekin içini bir kehve kaşığı birza boşaltın.
3. Keklerin içine limonlu kremayı doldurun.
4. Tercihen bir gece buzdolabında beklettikten sonra servis edin.

Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

11 Aralık 2006

ÇİPOHORTA (BAHÇE OTU)


İzmir’de havalar çok iyi gidiyor.Pazar ise alabildiğine otlarla dolu. Arapsaçı , şevket-i bostan, turp otu vs. Merak etmeyin hepsinin tarifini sırayla vereceğim.Ama şimdi ilk olarak bu besleyici ve lezzetli yemek var sırada.Bu tarif için Osman Cengiz ve Tülay Cengiz e çok teşekkür ederim.

MALZEMELER
Pazarda satılan karışık ot dan 1,5 kilo .Bu karışık ot un içine şunlar ilave edilmeli
-sirken otu
-kabak filizi ve çiçeği
-maydonoz
-kereviz sapı
-arap saçı
-bahçe otu
-şevket-i bostan
-pırasa
ayrıca
-1 büyük patates
-1 kabak
-1 patlıcan
-en az 1 kilogram domates
-zeytinyağı
-tuz

HAZIRLANMASI

Otlarınızı güzelce ayıklayın ve kumu gidene kadar yıkayın.
Sebzelerinizi yıkayın soyun ve küp küp kesin.
Zeytinyağında ince çentilmiş soğanı kavurun.
Otları ve sebzeleri üzerine koyun
Üzerini tamamen örtecek kadar domates hazırlayın.Domatesi ne kadar bol olursa o kadar lezzetli olur.
Hafif ateşte kaynatın.gerekirse su ilave edebilirsiniz.

AFİYET OLSUN
OYLUM ÖZMEN

08 Aralık 2006

İŞTE BU!!!

-Hep gidilecek bir yer varmış ve oraya tıpkı bir rüyadaki gibi bir türlü gidemiyormuşum duygusundan kurtulmak için yazıyorum. Bir türlü mutlu olamadığım için yazıyorum. Mutlu olmak için yazıyorum.
Orhan Pamuk un babasının bavuluyla ilgili yaptığı konuşmadan aldım bunları.Devamlı hissettiğim bir şeylerin eksikliği duygusu yerine dolduramama duygumun nedenini öyle güzel özetliyor ki. Bunu okuduğum ana kadar bu eksikliği bir şeylere takılarak doldurmaya çalıştım hep.Ama aniden gözümün önünde ışıl ışıl cascavlak beliriverdi karşımda. İyi mi yazarım kötü mü yazarım onu bilemem ama işte budur. Yapmak istediğim bu bir şeyler yazmak yaratmak. Çünkü o zaman hayal kuruyorum ve içinde yarattığım dünyada bende yaşıyorum. Eksiklik duygusu yerini büyük bir tatmine bırakıyor. Yaratmak üretmek bunun kadar güzel olan bir şey var mı? Kendine ait özgür bir dünya. Bu dünyada mutlu olmak da romantik olmak da hayallere kapılmak senin elinde. İşte ben buyum ben bunu yapmak istiyorum. Bir odaya kapanıp hayal kurmak. Parmağım klavyenin üzerinde uçuşmalı. Beynimden geçenlerin hızına yetişebilmek için daha hızlı yazmaya çalışmalıyım. Sevdiğim anların fotğraflarını çekmeliyim aklımda. Oynamalı evirmeli çevirmeli yapıp bozmalıyım. Sonunda yeni şeklinin gerçeğin birebir aynısı olduğuna inandığım anda da bunu kağıda dökebilmenin huzurunu yaşamalıyım. Unutulmamalı kurulanlar, yalancı anılar. Çünkü insanoğlu birazda hayal ettiği kadar yaşar.Umut ettiği kadar vardır. Umutta aslında hepsi hepsi bir hayaldir başlangıçta.

06 Aralık 2006

ÖYLESİNE BİR DENEME


Bugün kemeraltinda yürürken küçük bir kiz çocuğu kesti önümü. Heyecandan al al olmuş yanaklariyla sigaraya uyuşturucuya alkole hayir kampanyasina imza vermemi istedi. Elbette katilirim dedim. Sigaraya karşiyim doğru. Ama asil sebeb oydu, onun heyecani o kadar tatli o kadar kipirtiliydi ki işiklar saçiyordu
İnsan sadece çok gençken bu kadar masum ışıl ışıl mutluluğa,böyle yürek titreyişine sahip olur. Oysa zaman geçtikçe mutlulukta kaniksaniyor. Hayata alişiyor insan; onun beklenmedik çelmelerine yada kucaklamalarina. Rutinler huzur vermeye başliyor. Ama bu rutinlerde bitiriyor adami. Amansiz bir döngü bu.
Aslinda hayat da kaos denen ama hep ayni girdaplarla dönerek akan bir nehir. Başliyor coşuyor duruluyor ve sonunda bitiyor.Ama hep ayni. Bizlerse nehirin kenarinda durmuş akan suyun binlerce değişik şekilde her seferinde farkli bir su damlasi ile ayni kaya parçasina çarpmasini izliyoruz,heyecanlanmiyoruz. Su damlalari farkli da olsa kayayi farkli tokatlasa da ayni işte.
Belkide budur insani rahatlatan. Aidiyet ,teslimiyet ve huzur. Cebelleşebildiğin kadar boğuşabildiğin kadar boğuş. Kaç kişi çemberin dişina çikmaya cesaret eder.Ya da kim orada tutunup geri dönmeyecek kadar delidir. Yürekli misiniz o kadar o bildiğiniz nehrin bildiğiniz akişini izlemek yerine atlayip suya saman çöpü misali savrulmaya. Tevekküllü müsünüz o kadar dibe batmayi da denize ulaşip orada kaybolmayida baştan kabullenecek hiç bir kiyiya ait olmadan.
Evlilik gibi bir şey bu. Rutinden kisir döngüden bikarsin yüreğin haykirir yeter artik kaç kurtul at kendini suya diye ama atamazsin. Seversin çünkü. Onlar olmadan yoksundur sen. Etindir, kemiğindir, evladindir, eşindir, işindir, anandir, babandir ve şehrindir sevdiklerin. Akşamlari özlersin kokularini tenlerini renklerini. Kaybedeceğim diye titrer yüreğin ama gene de atlamayi hayal edersin.
Sonra aniden farkedersin ki senin nehrinde bu yanda akmakta. Yatağı farkli da olsa tüm nehirler ayni. Çarptiğin kayalar bile ayni. Senin kaosun girdabin bu yanda. Oysa oturmuş diğer nehirlere atlamaya öykünürsün.
Akşam kizil gri güneş batişina karşi bir sigara yakarsin keşfine şaşirarak dudağinda şaşkin minik bir gülümsemeyle. Buldum dersin işte huzuru buldum. Hangisidir gerçek hayalin mi yoksa gerçek sandığın mı. Önemi de yok aslında önemli olan inandığındır.Kalemini bırakır akşama ne yemek istediğini düşünürsün geniş bir sırıtmayla birlikte.

Oylum Özmen

04 Aralık 2006

KEREVİZ SALATASI


Zamanında evdeki yemek kitaplarından birinde okuyup yaptığım ve sonra sık sık yaparak kış mevsiminde evimden eksik etmediğim bir salata bu.Hem çok kolay hem çok ucuz.Kereviz sevenlerden iseniz deneyiniz. Duruma göre rendelenmiş kereviz ile yapıp isterseniz içine havuç rendeyebilir ve hoş bir renk uyumu yakalayabilirsiniz.


MALZEMELER

· 1 adet kereviz
· 1 -2 yaprak körpe marul
· 1 küçük kırmızı turp
· zeytinyağı
· ½ limon suyu
· tuz
· karabiber
HAZIRLANMASI

· Kerevizi soyun yıkayın ve incecik dilimleyin.
· Zeytinyağı,limon suyu, tuz ve karabiberi çırparak bir sos hazırlayın.kestiğiniz kereviz dilimlerini bu sosa koyun ve iyice bulayarak kabın ağzını plastik film ile örtüp buzdolabına kaldırın.Vaktiniz varsa 1 saat kadar bekletin.
· Yapraklarından taze olanları yıkayın bir körpe marul ile birlikte ince kıyın.
· Turpu rendeleyin ve tuz ile acısını alıp tuzunu atana kadar sudan geçirin.
· Soslanmış kereviz dilimlerini bir tabağa alın.Üzerlerine kereviz ve marul yaprağını koyun.Rendelenmiş turp ile süsleyip renginin parlaması için üzerlerine sprey zeytinyağı sıkın.
Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

29 Kasım 2006

ERİMİŞ ÇİKOLATALI MİNİK KEKLER


İşte nefis bir tarif. Kaşığı daldırğınızda içinden sıcak çikolata akıyor. Eğer sizde benim gibi çikolata aşığı iseniz bayılacaksınız.Yapılması ve hatırlanması çok kolay.Üstelik pişirmeyi planlamadan önce buzdolabında bekletebilirsiniz. Ancak pişirmeye başlamadan önce buzdolabından çıkartıp kapların oda sıcaklığına gelmesini sağlayın. Bu kekler 8-10 dakika kadar bir sürede pişmekte.Daha uzun süre tuttuğunuz takdirde ortasındaki erimiş çikolata özelliğini kaybediyor ve tadı bozuluyor.


MALZEMELER

· 1 su bardağı erimiş tuzsuz tereyağı yada margarin
· 1,5 bardak damla çikolata (bitter –piyasada satılanlar tam bitter olmadığı için ben şeker miktarını az tuttum.)
· 5 büyük yumurta
· ½ bardaktan biraz daha fazla şeker
· bir tutam tuz.
· 4 tatlı kaşığı un.
· Cam veya seramik sufle kapları -çok küçük olmasın (benimki 10 adet çıktı)

HAZIRLANMASI

· Çikolatayı ben mari usulü eritin.Tamamen eriyince sudan çıkartın.
· Yumurtaları erimiş çikolata , bir tutam tuz ve şekerle birlikte homojen düzgün bir karışım olana kadar çırpın.
· Unu ilave ederek tekrar çırpın.
· Kaplarınızı iyice yağlayın ve keki paylaştırın.Bu aşamadan sonra karışımı buzdolabına kaldırabilirsiniz.Ama yukarıda belirttiğim gibi fırına girmeden önce karışımın oda sıcaklığına gelmesi için bekletmeniz gerekir.
· Önceden 225-230 dereceye ayarlanmış fırının orta katında 8-10 dakikayı geçmeyecek sürede pişirin.Burada dikkat edilmesi gereken kekin ortasının pişmeyecek olmasıdır.Kek kabarabilir ama fırından çıkardıktan ortası çöker endişelenmeyin.
· Muffinlerinizi isterseniz kabında isterseniz de bir tabağa çıkartarak sunabilirsiniz.Ancak mümkün olduğunca sıcak servis yapılmalıdır. Yanında soğutulmuş nemlendirilerek şekere bulanmış mevsim meyvelerini kullanabilirsiniz.
Afiyet olsun
Oylum ÖZMEN

28 Kasım 2006

SOTE BROKKOLİ

- Önemli bir sebze brokkoli.Folic acid ve A vitamini açısından oldukça zengin. Mevsiminde bol bol yenmesinde fayda var. Evlerde genelde gördüğüm haşlanıp salatasının yapılmasıdır. Epiricurius dan aldığım bu tarif oldukça başarılı.Elbette ben biraz değiştirerek bizim damak tadımıza uygun bir hale getirdim.Artık benim tarifim sayılır herhalde
- Brokkoliyi hep aynı şekilde yemekten sıkıldıysanız birde bu tarifi deneyin.Özellikle et yemeklerinin yanında ordövr olarak veya sıcak salata olarak sunabileceğiniz hoş bir lezzet.

MALZEMESİ

½ Kg brokkoli-yıkanmış ayıklanmış çiçeklerine ayrılmış.
2 su bardağı kadar dondurulmuş bezelye
1 çay bardağı sızma yada naturel zeytinyağı
3-4 diş sarımsak-soyulmuş ve bıçağın kalın tarafıyla hafifçe ezilmiş.
1 adet havuç-çok ince dilimlenmiş yada jülyen kesilmiş.
1 kahve kaşığı tuz
1 kahve kaşığı karabiber
1 yemek kaşığı kadar tereyağı-istenirse
1 kahve fincanı ılık su

HAZIRLANMASI

1. Brokkolileri hafif tuzlu suda sapları yumuşayıncaya kadar haşlayın.Haşlandıktan sonra hemen bir kevgire alın ve suyunu süzdürün.
2. Zeytinyağında sarımsakları renkleri dönüp altın sarısı rengine gelinceye kadar kavurduktan sonra sarımsakları atın.
3. Havucunuzu kavurun
4. Haşlanmış brokkoli bezelye tuzu karabiberi ilave edip tavanızı sallayarak zeytinyağının tüm sebzeleri kaplamasını sağlayıp orta ateşte kavurun.
5. Bu aşamada ben bir fincan ılık su koyup suyunu iyice çekip altı çatırdamaya başlayana kadar pişirdim.
6. servis kabına alın.İsterseniz üzerine tereyağı dilimlerini paylaştırın.

Sıcak olarak servis yapın.

Afiyet olsun

OYLUM ÖZMEN

25 Kasım 2006

ZEYTİNYAĞLI YER ELMASI


Ben yer elmasını çiğ veya pişmiş fark etmez her durumda çok severim.Zeytinyağlı yemeklerde bir Ege'li olduğumdan her zaman tercihimdir.

MALZEMESİ

1-½ kg yer elması ( kazınarak kabukları soyulmuş ve uygun boyda kesilmiş.)
2-1 adet havuç (kazınmış yıkanmış ve tavla zarı gibi kesilmiş.)
3-1 baş kuru soğan veya 2/3 adet taze soğan (yemeklik olarak hazırlanmış )
4-½ kahve fincanı pirinç
5-1 çay bardağı zeytinyağı
6-bir kaç dal maydonoz
7-1 su bardağı dondurulmuş bezelye
tuz
8-3-4 küp şeker
9-½ limon suyu
10-1 tatlı kaşığı un.
11-1 kahve fincanı ılık su

HAZIRLANMASI

1. Havuçları soğanlarla birlikte sararıncaya kadar zeytinyağında kavurun.
2. Yer elmalarını ilave edip bir iki çevirin.
3. Bezelye pirinç tuz şeker koyun.Üzerine unu serpeleyip , limon ve ılık suyu ilave edin.
4. Tencerenin ağzını kapatıp çok kısık ateşte 15-20 dakika pişirin.Pirinçleri kontrol edin yumuşayıp yenebilecek halde iseler yemeğiniz pişmiştir.
5. Yemeğiniz soğuduktan sonra cam veya porselen bir kaba alıp üzerini maydonozla süsleyip soğuk olarak servis yapın.

Afiyet olsun

OYLUM ÖZMEN

24 Kasım 2006

KEPEKLİ EKMEK



Çok lezzetli kurabiye gibi bir ekmek.Tavsiye ederim deneyin.

MALZEMESİ

1 su bardağı ılık süt
1 tatlı kaşığı maya
3 adet küp şeker
1 kahve kaşığı tuz
1 su bardağı ayran
2,5 su bardağı beyaz un
2 su bardağı kepekli un

HAZIRLANMASI

1. Ilık süte şeker va mayayı ekleyip mayayının iyice kabarıp köpüklenmesini bekleyin.
2. mayalı sütü , ayranı,unu,tuzu ekmek teknesine alın.
3. 3 saatlik uzun programa makinanızı ayarlayın.
4. Sinyal sesinden sonra ekmeği makinadan ve kalıbından çıkartıp bir tel üzerinde soğutun.
5. Eğer ekmeğinizi makinada değilde elde yapacaksanız mayayı brinci aşamada olduğu şeklide kabartın.Maya kabarınca diğer malzemeleride ekleyip hamurunuzu artık elinize yapışmayana ve pürüzsüz olana kadar iyice yoğurun.Ilık bir yerde hamur iki katı oluncaya kadar üzerini nemli bez veya plastik film ile kapatarak bekletin.Kabarmasının tamamlanıp tamamlanmadığını parmağınızla da kontrol edin.Kabarması tamamlandıktan sonra hamuru tekrar yoğurup ekmek kalbına alın.Kalıpta 25-30 dakika kadar tekrar bekletin.Önceden 200 dereceye ısıtılmış fırında pişirin.Fırına mutlaka ayrı bir kapta su ekleyin.Ekmeğiniz fırına koymadan önce tahta bir şişle bir kaç yerinden delebilirsiniz.Piştikten sonra tel ızgara üzerinde soğutun.

Afiyet olsun


Oylum Özmen

22 Kasım 2006

BAHÇIVAN PİZZA

Dün akşam eve geldiğimde burnumda hep pizza kokusu uçuşuyordu.Aslında bir kaç gündür devam ediyor bu durum. Hal böyle olunca doğal olarak dün akşam bizim evde pizza pişti. Planlanmadan yapıldığından dolayı hali hazırda evdeki malzemelerle yapıldı.Ben çok sevdim. Pizza yapımı çok kolay bir o kadar da lezzetli.Birde evdeki cüceler için hediye gibi bir şey oluyor yemekte pizza sunmak. Oğlum akşam yemeğini yemiş olmasına rağmen "yaşasın annem pizza yaptı" diyerek abartılı sevinç gösterilerinde bulundu.Pizzayı yapacaksınız ama tembellik etmeden hamurunu siz hazırlayacaksınız.Hadi bakalım buyrun mutfağa...

MALZEMESİ

HAMURU İÇİN

1 su bardağı ılık su
1 tatlı kaşığı toz maya
3-4 küp şeker
3 bardak un
1 ,5 kahve kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kekik

ÜST MALZEMESI

Ketçap
1 su bardağı rendelenmiş kaşar
½ su bardağı küp kesilmiş kaşar
1 kutu tatlı mısır
2 –3 yemek kaşığı hazır ordövr(bezelye havuş ve patatesten oluşan)
½ kangal sucuk
10-12 adet yeşil zeytin.
2-3 kaşık hazır küp kesilmiş domates yada küp kesilmiş 1 adet domates.

HAZIRLANMASI

1. Ilık su şeker ve mayayı karıştırıp iyice kabarmasını bekleyin.
2. Diğer malzemeler ile birlikte ekmek makinanıza koyup pişirme aşamasına geçmeden sadece hamurunuzu yoğurun va kabartın.(elde yapacaksanız hamurunuzu iki katı oluncaya kadar ılık bir yerde bekletin.Yeterince kabardıktan sonra tekrar yoğurun.)
3. 30 cm.lik tepsinizi margarinle yağlayın ve unlayın. Unlamazsanız hanuru yayma aşamasında zorlanırsınız.
4. Hamurunuzu tepsinizin üzerine koyup ellerini ıslattıktan sonra tepsinin her yanına eşit biçimde yayılmasını sağlayın.Hamurun kenarlarında parmağınızla bastırarak minik bir hendek oluşturun.
5. Ben daha once evde hazırladığım ketçabı kullandım ama herhangi bir tatlı ketçap da kullanılabilir.
6. Rendelenmiş kaşarı serpin.
7. Mısırın ve hazır ordövrün salamura suyunu iyice süzdürüp zeytin ve domatesle karıştırın.ve pizzanın üzerine yayın.
8. Sucukları dağıtın.
9. Küp kesilmiş kaşarları serpin.
10. Önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında pişirin.

Sıcak olarak servis yapın.

Afiyet olsun

OYLUM ÖZMEN

20 Kasım 2006

KAYISI NEKTARLI KEK


Çok hoş ve lezzetli bir kek.Pişincede hafif nemli oluyor.İçindeki kayısı ve limondan dolayı serinletici bir tadı var.

İÇİNDEKİLER
· 500-520 gr limonlu kek un (yaklaşık olarak 1,5 paket yapıyor)
· 1/3 cup toz şeker
· ½ cup sıvı yağ
· 1 cup kayısı nektarı
· 4 yumurta
· limonlu kekin içinden çıkan kaplama malzemesi(yada kendiniz hazırlamak isterseniz 1 cup pudra şekeri , 1 tatlı kaşığı kadar tuzsuz tereyağı yada margarin-2 yemek kaşığı limon suyu)

YAPIMI
1. kek kalıbınızı yağlayıp unlayın ve fırını 165 dereceye ayarlayın.
2. kek karışımı içine şeker yağ ve kayısı nektarını koyup 2 dakika kadar mikserle çırpın
3. yumurtaları teker teker karışıma ilave edin ve her yumurtadan sonra mikserle 30 saniye kadar karıştırın
4. 50-60 dakika kadar pişirin-pişip pişmediğini tahta şişle kontol edin..
5. iyice soğuduktan sonra kalıptan çıkarın
6. kekin üzerine kek un içinden çıkan kaplama malzemesini hazırlayın ve kekin üzerine koyun
7. glazürü kendiniz hazırlayacaksanız küçük bir kaptalimon suyu ve pudra şekerini istediğiniz kıvama gelene kadar çırpın.içine 1 tatlı kaşığı kadar tuzsuz margarin yada tereyağı ilave edin.tekrar çırpın.kekin üzerini istediğiniz gibi süsleyin.

AFİYET OLSUN
OYLUM ÖZMEN

ALEM


"Sen kendini küçük zannedersin. Halbuki en büyük alem sende toplanmıştır. Ebru bunu fısıldar bize. Bir tek nokta, en ince fırçanın ucuyla suya bırakılan minnacık bir nokta olur sana umman u derya. Kâtreyiz alemde, lâkin unutma ki tek bir nokta tekmil sırlarını içinde barındırır kâinatın.”

Elif ŞAFAK-PİNHAN

15 Kasım 2006

KIRMIZI BALON



-Kırmızı bir balonun içine koydum hayallerimi umutlarımı gökyüzüne bıraktım. Yükseldikçe eriyorlar yükseldikçe yok olup uzaklaşıyorlar.Ruhum çocukluğunu kaybediyor artık. Mutluluğu da yanlışı da sorgulamaktan vaz geçtim. Sahip olduğuma sarılmaya başladım.

-Kendi çemberinde koşmaktan yorulunca mı ölüyor insanlar.Bu yüzden mi yaşlanıyor erkekler ve kadınlar. Oysa ölüm beni uzun zamandır korkutmuyor. Tüylerimi ürpertmiyor. Sevdiklerimi kaybedince acı çekmemin nedeni onları tekrar göremeyecek olmam ve kaybettiklerim.Hepsi kırmızı balonun içinde gittikçe şişiyor yükseldikçe yükünü aldıkça hızlanıyor, hızlandıkça şişiyor ve yükseliyor, yülseldikçe ısınıp hızlanıyor. Çemberim dönüp duruyor; Moira kızkardeşler gittikçe hızla dokuyor dokudukça hızlı söküyorlar.

-Kanatlandım bende güneşe yaklaştıkça balmumundan kanatlarım şıpır şıpır damlıyor altımdaki boşluğa. Yanıyor kavruluyor ama geri adım atamıyorum. Ruhumda bedenimde acı çekiyor. Pudra gibi dökülüp cayır cayır yanıyor tüy misali düşüncelerim.

-Ait olma duygusu bizim prangalarımız aslında. Ait olabilme endişeside güneşimiz. Hem kanatlıyız hem prangalıyız. Pervane gibi. Yakacağını bilse de kendini alamaz ya alevden pervane. Habire döner durur etrafında yalancı güneşinin. Işık sönene kadar kurtuluş yoktur artık ona.

-Mücadeleden yorulmuşum. Bıraksınlar beni bir ağacın gölgesinde, ısınmış toprağın üzerinde; içime çeke çeke huzuru, hiç bir şey düşünmeden ve tasasız kalayım. Parmak ucumda koşuşturan karıncaları izlemek olsun tek endişem ve Tanrı gibi yollarına toprak engeller koyayım. Yada ağaç olaydım keşke dallarımın arasından geçen rüzgardan , yukarı tırmanan bir haylazdan başka şey görmeseydim sonsuz gökyüzünün altında. Ölmekde böyle bir şey işte sonsuz huzur. Ne güzel demiş şair hiç bir şey istemem başımın ucunda bir taş bir de çınar gölgesi olursa değmesin kimse keyfime diye..

-Kimse ilişemez artık isteyen istediğini yapsın istediğini söylesin benden nefret etsen yada beni sevsen kime ne dostum. Ben girdaptan kurtulup çıkmışım .

-Ya atacaksın kendini karaya kolayı seçip yada bırakacaksın saman gibi kader ırmağının nehrine . Cesaretliysen o kadar tabii. Dibe batmakta var işin içinde denize ulaşmakta. Ufkun nereye dönükse artık.

-İnanma bu nehire kotkutmasın seni. Taşlara çarpan bütün su damlacıkları farklı olsada aynı şekilde tokatlıyorlar kayayı. Aynı yerde başlıyor aynı yerde bitiyor. Kandırmasın seni. Ah o yok mu; Daha baharımdayım derken aynaya baktığında karşılaştığın yüze şaşırarak bakarken sen kahkahalar atar.

-Üstadın dediği gibi harbiden yaş iş bu yaşlanmak.

OYLUM ÖZMEN

Ikarus : Hapsedildikleri girit adasından babasıyla birlikte yaptıkları balmumu iplik ve tüyden kanatlarla kaçmaya çalışırken amacını unutup özgürlüğüne kapılıp uçmanın güneşe kanat çırpar tutkuyla. Kanatlarını tutan balmumunu güneşin eritmesiyle Ege Denizi'ne düşerek boğulur. Susam Adası'nın çevresine "ikaros denizi" de denir.

Acaba güneşe doğru uçması, kendini tanrıyla eş koşmasını mı tasvir ediyor? Eriyen kanatlarda tanrının cezası?

İnsanı insan yapan da tam bu kafa tutuştur işte. Ona verilmemiş olanı sökerek almak için sahip oldugu tek şeyi, hayatini hesapsizca ortaya koymak. sadece yaşamaktan daha fazlasının peşinde koşabilmek.

Moira kız kardeşler : Zeus’un üç kızı kaderi belirleyen birbirinden güzel üç tanrıçaymış. Her insan doğduğunda onun yaşam ipliğini bükmeye başlarlar.Biri ipliği büker biri dokur diğeride çözermiş. O kadar güçlü ölümsüzlermiş ki tanrıların babası Zeus bile saygı duyarmış kararlarına. Moiraların belirledikleri değiştirilemezmiş

14 Kasım 2006

TAZE ÜZÜM HOŞAFI

>

Üzümler hala daha pazarda var.Vakit geçmeden alıp yapmalı.

MALZEMELER

-1 büyük üzüm salkımı (yaklaşık 1kg)
-2 adet karanfil
-3/4 damla limon
-1 tırnak kadar zencefil
-şeker
-su

HAZIRLANMASI

1- Üzümü güzelce yıkayın ve taneleyin.Üzerini 3-4 parmak kadar geçinceye kadar su karanfil ve zencefil ilave edin.
2- Bir iki taşım kaynatın
3-Tencerenin altını kapatıp arzu ettiğiniz tadı gelinceye kadar şeker ilave edin limon sıkın.
4-Soğuk olarak servis edin.

AFİYET OLSUN
Oylum Özmen

KAŞARLI PATATES PÜRESİ



MALZEMELER

1. 5-6 adet patates
2. ½ bardak rendelenmiş kaşar
3. 1 yemek kaşığı tereyağı
4. 6-7 sap dereotu ince kıyılmış
5. 1 tatlı kaşığı hardal
6. tuz
7. beyaz biber

HAZIRLANMASI

1. Patatesleri küp küp keserek haşlayın.Vaktiniz varsa kabuğu ile birlikte haşlamanızı tavsiye ederim.
2. İyice yumuşayan ve suyunu çeken patateslerin kalan suyunu süzmeden tereyağı, kaşar, tuz , biber ile birlikte mikser yardımıyla güzelce ezelim.Eğer pürenin kıvamı koyu ise süt ilave ediniz. Patatesin kabuğunu soymadan haşladıysanız kabuğunu soyduktan sonra püre kıvamına gelebilmesi için mikserle karıştırırken süt ilave etmeniz gerekir.
3. Kıvamını ve tadını bulan püreye ince kıyılmış dereotunu ilave edip kaşıkla karıştırın.

Not: Püre deyip geçmeyin yemeğe hem şıklık katar hemde sos olarak kullanılır.Pürenizi kaşar koymadan da yapabilirsiniz elbette.Ama süt ve tereyağı pürenin olmazsa olmazı bence.Ayrıca, dere otu yerine incecik çentilmiş soğanı tereyağında pembeleşinceye kadar çevirip pürenize ilave ederseniz çok hoş bir lezzet ve görüntü elde ederseniz.Pürenizi muskat ile de tadlandırabilirsiniz.

AFİYET OLSUN
OYLUM ÖZMEN

ZEYTİNYAĞLI PIRASA




MALZEMELER

1. 1 kg pırasa
2. 2 adet havuç
3. 1 çay bardağı pirinç
4. ½ limonun suyu
5. 3-4 küp şeker
6. tuz
7. 1 baş kuru soğan
8. 1 çay bardağı zeytinyağı
9. 2 diş sarımsak






HAZIRLANMASI

1. Pırasaları yıkayın bir parmaktan biraz kalınca kesin.
2. Havucu kazıyın ve ince dilimleyim.
3. İnce kıyılmış soğanı ve sarmısağı havuçla birlikte soğanlar pembeleşinceye kadar kavurun
4. Pırasaları ilave edin.Karıştırmayın.
5. En üste pirinci,tuzu, şekeri, limon suyunu ve 1 çay bardağı kadar suyu koyduktan sonra yemeğin üzerine bir yağlı kağıt koyup tencerenin kapağını kapatın.Çok kısık ateşte (ben kahve ocağında pişiriyorum) pirinçleri ve havuçları ezilir hale gelinceye kadar pişirin.
6. Tencerenin altını kapatın ancak kapağı kapalı kalsın.
7. Soğuduktan sonra bir servis kabına alın.(asla zeytin yağlı yemeklerinizi pişirdiğiniz tencerede bırakmayın)

Not : Yemeğinizi pırasaları koyduktan sonra ve pişipte iyice soğuyana kadar karıştırmayın

AFİYET OLSUN
OYLUM ÖZMEN

ÖMER EFENDİ SARMASI



Efendim gene patenti bana ait olan bir tarif.Eşimin damak tadına çok uygunmuş öyle dedi.Görünümüde oldukça şık.



MALZEMELER

1. !/2 kg kıyma
2. 1 yumurta
3. 2 yemek kaşığı irmik
4. 1 yemek kaşığı süt
5. 2 baş soğan
6. 1 kg ıspanak
7. 1 su bardağı elde iri parçalanmış ceviz
8. 2 dilim ekmek
9. 3 kaşık salça
10. tuz
11. karabiber
12. kimyon
13. zeytinyağı


HAZIRLANMASI

1. Ispanağın köklerini ve saplarını ayırıp kıyın . Bir adet ince kıyılmış soğan ve biraz zeytinyağı ilavesi ile birlikte suyunu iyice çekinceye kadar kavuralım.Pişen ıspanağı bir kevgire alıp fazla kalan suyunu kaşıkla ezerek çıkaralım ve iyice süzülmesi için bir kenara bırakalım.
2. Kıymayı ovalanmış ekmek, irmik, soğan, yumurta, süt, tuz, karabiber ve kimyon ile birlikte iyice yoğurup köftemizi hazırlayalım.
3. Geniş ve dikdörtgen bir tepsinin içine plastik filmi gerip üzerinde köfteyi dikdörtgen şeklinde bir parmak kalınlığında ve her yerinin eşit kalınlıkta olmasına dikkat ederek açalım.
4. Açtığımız köftenin üzerine yanlardan birer parmak boşluk bırakarak kavrulmuş ıspanağı eşit ve ince bir tabaka şeklinde yayalım.Ispanağın üzerine cevizleri serpelim.
5. Naylon film yardımıyla köfteyi bize bakan taraftan başlayarak saralım.
6. Yanları kapatalım.Sarmanın birleşme kısmını güzelce kapayıp alta verelim.
7. Salçayı suyla ezelim ve yavaşca sarmanın üzerine dökelim.Sıvının iki yada”üç parmak kadar yükseliğinde olması lazım.
8. Orta hararetli fırında üzeri iyice kızarana kadar ağır ağır pişirin.
9. Dilimleyerek kesin ve kaşarlı patates püresi ile sıcak servis edin.

Not: Sarmanın tam ortasından keserek pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz.

AFİYET OLSUN
OYLUM ÖZMEN

13 Kasım 2006

PİRPİRİM AŞI

MALZEME
1 su bardağı aşurelik buğday
1 su bardağı yeşil mercimek
1 su bardağı nohut
1 büyük demet semiz otu
1 adet iri olgun domates
2 yemek kaşığı tereyağı
1 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı salça
1 baş soğan
Tuz
1 çay kaşığı karabiber

HAZIRLANMASI

Buğday nohut ve mecimeği ayrı kaplarda akşamdan ıslatın. Eğer ıslatma suyuna 1 çay kaşığı kadar karbonat atarsanız kolaylıkla yumuşarlar. Ertesi sabah herbirini yıkayın ve aynı kapta yumuşayıncaya kadar 20-30 dakika kadar haşlayın. Haşladığınız malzemeyi süzün ve sudan geçirerek tencerenize alın.üzerine ince kıyılmış semizotlarını ve kabuğu soyularak tavla zarından biraz irice doğranmış domatesi ekleyerek tencereye 5 su bardağı soğuk su ilave edip kaynatın.semizotları pişinceye (semiz otunun sapı elle ezilmeye başlayınca pişmiş demektir) kadar 15-20 dakika kadar kaynatın. Bu arada incecik çentilircesine kıyılmış soğanı tereyağı ve zeytinyağında pembeleşinceye kadar kavurup üzerine salçayı tuzu ve karabiberi koyup hep birlikte halledin. Kaynayan yemeğin suyundan alarak sulandırın ve bu sosu yemeğe ilave edin.yemeği sıcak olarak servis yapın.

Afiyet olsun.
Oylum Özmen

09 Kasım 2006

ÇİKOLATA KAPLAMALI MUZ

İşte size çocukların bayılacağı bir tarif.Üstelik kolay mı kolay. Yapımı ise gayet basit.
MALZEMELER

-2 adet muz
-2 paket 80 gr.lık sütlü çikolata
-4 adet dondurma çubuğu
-1 yemek kaşığı kırık fındık
-1 yemek kaşığı hindistan cevizi
-1 yemek kaşığı renkli pasta süsü şekerleri

HAZIRLANMASI

1-Muzları soyun ve tam ortasından ikiye kesin.
2-Altlarından dondurma çubuklarını muzları parçalamadan dikkatlice sokun.
3-Muzları biraz soğumaları için dolaba yerleştirin.
4-Çikolataları parçalayın ve benmari usulü iyice sıvı hale geçinceye kadar eritin.
5-Muzları dolaptan çıkartın ve çikolataya daldırın.Bir kaşık yardımıyla da muzun her tarafına eşit olarak dağıtıp her bir muz parçasını ayrı ayrı fındık kırığına, hindistan cevizine ve renkli şekerlemeye bulayın.

Bıdıkları çağırın ve dağıtın.Bir tanesinide kendinize ayırın.
Afiyet olsun

Oylum Özmen

08 Kasım 2006

Lohusa Lokumu


Bu tarifi çocuklar çok sever tabii bende.İkindi yada sabah kahvaltılarında ister reçelle ister peynirle birlikte tüketilebilen ve çaya çok yakışan bir tür pişide diyebiliriz buna.Ben artık ölçü kullanmıyorum aslında.Çünkü çok sık yapılır bizim evde.


MALZEMESİ


1 su bardağı yoğurt


1 çay bardağından bir parmak az sıvı yağ


1 paket kabartma tozu


Aldığı kadar un


2 su bardağı sıvı yağ (kızartmak için)


HAZIRLANMASI


Un kabartma tozu ile birlikte elenir ve ortası havuz gibi açılarak yoğurt ve sıvı yağ konduktan sonra yoğurulur.Bu tarifteki yoğurtve un miktarını artırarak hamurunuzun miktarınıda artırabilirsiniz.Kulak memesi kıvamına gelen hamur 10-15 dakika buzdolabında dinlendirilir.Vaktiniz yoksa bu kısmını atlayabilirsiniz.Hamurumuz dinlendikten sonra merdane ile açılır istenilen şekilde kesilir (metal kalıp veya bıçak kullanmanızı tavsiye ederim) ve kızgın yağda kızartılarak kağıt havlu üzerine alınır.Kızartma aşamasında maşayla hamurları hareket ettirirseniz puf puf lokumlarınız olur. Ilık olarak servis yapılır.Bu hamurun özelliği buzdolabında saklanabilmesidir.Özellikle bir gece önceden hazırlarsanız oldukça lezzetli lokumlar elde edersiniz.Hatta ben fazla hazırlıyor ve derin dondurucuda dondurup bir gece önceden buzdolabının rafına alıp ertesi güne kızartıyorum.


BADEMİYE



Ayrıca bu hamuru mekik şeklinde (yada bir çay bardağı ile keserek yuvarlak ) hazırlayıp kızarttıktan sonra soğuk şuruba atarsanız anneannemin deyişiyle bademiye tatlısı elde ederseniz .Bu da nefis bir tatlıdır.Tadı tulumba tatlısına benzer.Özellikle canı aniden tatlı isteyenlere tavsiye edilir.

Afiyet olsun
OYLUM ÖZMEN

05 Kasım 2006

Masum Degiliz

Tüm Türkiye çalkalandı beklenmedik çocuk hayır bebek taciziyle.Hepimiz lanetler okuduk kahrolduk.Bu güzel bu masum yüreğin bu kadar hoyrat harcanmasına inanamadık.Yavrularımıza daha sıkı sarıldık.Nasıl koruyacağız paranoyası herhalde her annenin her babanın rüyalarına girmiştir.

Gazeteler ve t.v.kanalları ise bu histeriyi sonuna kadar kullandılar aslında. Biraz daha reyting adına bebişin resimleri her yerde boy boy yayımlandı. Sanki kurtaracakmış gibi ayıplarından gözlerini bantlayarak.İlk çıkan bir kaç haberden sonra haberler yön değiştirdi.Artık hangi haberin neyin doğru olduğunu bilemiyorum.Reyting uğruna insanların göz yaşları kullanıldı.
Halbuki bu ilk değil kimbilir daha nice çocuk bu acı , bu olmaz olsun deneyimi yaşadı ve hala daha yaşamakta. Bu ülkemiz için bir ilk değil.Malatya çocuk yuvası Barbaros çocuk yuvası şimdi bu bebek.

12-13 yaşındaki kızlarını evlendiren bir zihniyet den çok da farklı değil aslında.12 yaşında evlenen çocuk çok ülkemizde.Ya da gazetelerde oldukça sık rastlanan 13 yaşında ki kızla bilmem kaç kişi birlikte oldu.Ya da yolda gördüğü modern görünümlü genç kıza saldırıpda ırzına geçmeye kalkan akıla ne demeli.Bunu nasıl kendine hak görüyor.Bu cesareti nerden bulabiliyor ki.Çocuk pornolarını çekenler elbette bir pazar buluyorlar ki bu işi yapıyorlar.Yeni bir haber değil tecavüze uğrayan gencecik bedenlerin aile meclisinin kararıyla karnındaki masum bebeklerle birlikte ölüme mahkum edilmeleri.

Yada bir bilinmeyen değil kocasından dayak yiyen bir kadına kimsenin karışmaması. Ne derler bilirsiniz.Karı koca arası ipek araya giren .....Çocuğunu döven bir anneye yada tehdit eden bir babaya hangimiz müdahale etme cesaretini bulabiliyoruz ki.
Sokakta yaşayan çocukların başına gelenleri düşünmek bile istemiyorum.Hayal bile edemiyorum zaten.

Toplum olarak biz masumiyetimizi kaybettik.Şapkayı önümüze koyup düşünmeliyiz.Hep dediğim gibi her dahi , her parlak bilim adamı, her yazar toplumun bir ürünü ise canilerde toplumun bir ürünüdür.Bu insanlar bilinmeyen uzayın ıssız bir gezegeninden gelmediler.Bu insanlar bu toplumda beslendiler.Bu cesareti bizim aramızda buldular.Bizim yanı başımızda yaptılar eylemlerini.Bizimle aynı gazeteleri okudular belkide sınıf arkadaşlarımızdı okulda.

Hangi anne çocuğunun bir gün bir katil bir sapık olacağı düşüncesiyle büyütür ki. Hangi kadın kocasının gün gelip kendisini öldüreceğini bilerek evlenir.Ya da hangi çocuk tahmin eder en büyük koruyucuları olan anne ve babasının kendisinin öldürülmesine karar vereceğini.

Üstelik taciz sadece şiddet gösterilerek olmaz.çocuğun bilinçli seçim yapamayacağı her durumda çocukları kullanmak çocuk tacizidir.Çocuğa seçim hakkı tanınmadan yapılan her öğreti çocuğa uygulanan şiddettir.

Nedenini nasılını anlatmaya çalışmak sayfalar sürer ama sonuçta bizler artık masum değiliz.Biz toplum olarak ideallerimi kaybettik.Artık hiç bir işe yaramıyor aile yapımız çok güçlü,bizim geleneklerimiz törelerimiz en iyisi demek.Çocukları bile kandıramıyoruz ki bu çocuklar döner bıçaklarını alıp okullara gidiyorlar.Öğretmenlerine saldırıyorlar.Ülkenin şakülü kaydı.Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete.

03 Kasım 2006

Patates Salatasi


Kesinlikle denemenizi tavsiye ederim.Tadına baktıktan sonra başka patates salatasını tercih etmezsiniz.


MALZEMESİ

· 1 kg sarı patates
· 1,1½ kahve fincanı sirke
· ½ limonun suyu
· 2-3 kahve fincanı zeytinyağı
· 1 büyük baş kuru soğan (istenirse)
· 1 demet taze soğan
· 4 tatlı kaşığı hardal
· tuz
· karabiber
· 1 kahve kaşığı kimyon
· ½ demet maydanoz-ince kıyılmış
· ½ demet dereotu-ince kıyılmış


HAZIRLANMASI

1. Patatesler yıkanır ve kabukları ile birlikte bol suda haşlanır.(kesinlikle kabuklarını soyup küp, küp doğrayıp haşlamayın.Patates hem lezzetini hem de tüm besin değerini kaybeder)

2. Zeytinyağı,sirke,hardal,tuz ve diğer baharatlar ile çok incecik çentilircesine kıyılmış kuru soğan geniş bir kapta iyice karıştırılır.

3. Patatesler haşlanınca hemen suyunu süzün sıcak iken kabuğunu soyup elinizle parçalara ayırdıktan sonra hazırladığınız sosun içine atın.

4. Patateslerin hepsi sosa atıldıktan sonra birkaç defa kaşıkla karıştırın ve iyice soğuyup tüm sos patatesler tarafından emilinceye kadar bekleyin.(ben sabahtan hazırlıyorum)

5. Diğer yeşillikler incecik kıyılıp siyah zeytin ile süslenmiş salatanız servise hazırdır.

Afiyet olsun

OYLUM ÖZMEN


02 Kasım 2006

Ara Sokaklar













-Gittiğim yerlerde en çok ara sokakları gezmeyi severim. Şehirlerin kasabaların gerçek yüzünü yansıtırlar. Kimi hüzünlü kimi neşeli ama hep görmüş geçirmiş . Hiç beklemediğiniz anda en beklenmeyeni sunarlar. Yalnız bir ağaç yada nefis bir manzara gibi. Yalnız bunlar mıdır kerameti . Benim için hayır. İşte öyle bir sokakta bir sandalyeye kurulup anıları seyretmeyi severim. O sokakta o kapı ağzında hayal gücüm şelale olup akar sel suları gibi çağlar. Bir sokak ağzından dönüverince kısa pantolonlu oğlanlar koşturmaya başlayıverir. Sokağın uzak köşesindeki yeni yetmelerin gizli çapkın bakışmalarını farkedersin. Yan sokaktan bir cenaze kalkmaktadır belki. Ötedeki evde ise hayatın ilk gözyaşı akmakta. Kadınlar kapının önünde kahve içip fal bakarak gevezelik yaparlar kocalarını çekiştirirler. O sokaklar her türlü süprize hazır görmüş geçirmiş ne yapacağını bildiğinizi sandığınız ama ummadığınız anda yeninden bir büyü çıkarıverecekmiş gibi mahremi hem aleni hemde gizli olan yaşlı kadınlara benzerler.

-İşte tam o anda o davetkar kapı eşiğinden burnumu uzatınca mis gibi kolalı divan örtüleri kaynamakta olan tencereler akan çeşmenin sesi dolanmaya başlar. Orda burda koşuştururlar. Kapı aralarından yastık altlarından utangaç utangaç gülümserler. Önce kokuları yoklar hafifçe burnunuzu. Öyle ya görebilmek herkese mahsus değil. Kör müsün değil misin kalp gözün açık mı anlamak lazım. Sonra ılık ılık yavaşca gözlerin ve kulaklarından girip hınzırca yüreğine sokulurlar.Titrer önce eski dostunu bulmuş gibi eski anılarına kavuşmuş gibi yürek.


-Bazende karşılaşmalar böyle tatlı şakalaşmalarla olmazda bir dostun kaybıyla misafir oluverirler bellek denen dipsiz kuyuya. İçinden neler çıkar neler. Kimi taa dipte karanlıkta kimi ise attığın kovaya hemen doluverecekmiş gibi yakında. Daha çok kaybettiğin bir şeylere sarılmanın telaşı titretir bu defa yüreğini zalimce. Bunlar kendi anılarındır artık. Çocukluğun zorlar seni en çok sonra ilk gençliğin. Sevdiklerin göçüp giderken anıların can çekişircesine doluşuverirler beynine. Nerde nasıl oynadığın nasıl düştüğün yada kapı arkalarında annen görmeden yaptığın yaramazlıklar gelir aklına. Bir sobanın külleri gibi tozu dumana katarak dökülüverirler eteklerine. Gülsen mi ağlasan mı bilemezsin. Gidene mi ağlarsın kendine mi bilemezsin.Yapman gerekenleri yapmadığın için kendine kızar yeminler eder bir haftada unutur hayat kumunu ince belliden akıtmaya devam edersin .

31 Ekim 2006

Kizil Kralice

Bu kek daha önce Zeynep ve Figen in blogunda
http://www.yemekvebiz.com da yayımlanmıştı. Hoşgörülerine sığınarak birde burada yayımlıyorum. Bunlar aslında acemilik uğraşmaları. Böyle böyle bu programı kullanmayı öğreneceğim sanırım.
Neyse gelelim kekimize. Daha doğrusu pasta taklidi yapan kekimize. Kızıl Kraliçe adını ben uydurdum.(Sonradan araştırınca aynı isimde bir bilgisayar virüsü olduğunuda öğrendim.) Biraz iddialı oldu. Sanırım iddialı isimlerden de hoşlanıyorum. Gerçek adı Peppermint Chiffon Cake.Ama kek için nane esansı bulamadım. Nane yağı vardı. Ancak, kokusu ve tadının keke çok acılık vereceğini düşündüğümden kullanmaya cesaret edemedim. İçinde nane olmayınca da bu adı kullanmak anlamsız olurdu doğrusu. Ama ne olursa olsun denemeye kafaya takmıştım. Aşağıda tam tarifini veriyorum. Tam sunumluk bir kek. Görüntüsü çok hoş oldu.
Tarifi http://www.allrecipes.com/ adresinden aldım.Tarifteki kup ölçülerini birebir uyguladım.(Yani su bardağı değil cup olarak hesaplanacaklar)Tadı çok hoş olmasına rağmen şifon kekler biraz zahmetli kekler.Zamanınız ve sabrınız olduğu bir anda denemenizi tavsiye ederim.

Gelelim tarifimize;

İÇİNDEKİLER

-2 ½ cup un (sade kek un kullanabilirsiniz)


-1 1/2 cup toz şeker


-3 tatlı kaşığı kabartma tozu(yaklaşık bir paket oluyor.eğer sade kek un kullanmayı tercih ederseniz kabartma tozu kullanmanıza gerek yok)


-1 tutam tuz


-½ cup sıvı yağ


-7 yumurta (mutlaka oda sıcaklığında olmalı aksi takdirde köpük yapamazsınız)

½ cup su

½ tatlı kaşığı krem tartar

½ tatlı kaşığı vanilya esansı

½ tatlı kaşığı nane esansı (Ben kullanmadım.Eğer bulabilseydim asla affetmez kullanırdım)

çok az kırmızı gıda boyası (yada canınız ne renk isterse ama o zaman kızıl kraliçe olmaz da yeşil kraliçe falan olur herhalde)

HAZIRLANMASI

· Fırını 165 dereceye ısıtın.

· Yumurtaların sarılarını ve beyazlarını ayırın

· Un, şeker, kabartma tozu ve tuzu hep birlikte derin ve geniş bir kaba eleyin.

. Bu karışımın ortasına açacağınız boşluğa yağ, yumurta sarıları, su, nane ve vanilya esanslarını koyup mikserle düşük ayarda 1 dakika karıştırın.

· Yumurta aklarını krem tartar la birlikte iyice katı bir kıvam alıncaya kadar çırpın.(eğer yumurtalar oda sıcaklığında değilseler katılaşmaz ve sulu kıvamda kalırlar. Bu nedenle keki yapmaya başlamadan birkaç saat önce yumurtaları buzdolabından çıkartın.)

Yavaşca yumurta aklarını diğer kek hamuruyla karıştırın.Ancak mikser kullanmayın.Yumurta akları sönmesin.

Kek hamurunun 1/3 ünü ayırıp geri kalanını kek kalıbına dökün.Kalan kek hamurunu kırmızı gıdaboyası ile renklendirin ve fazla karıştırmadan kek hamurunun ortasına çizgi şeklinde dökün.

Bir bıçak veya spatül ile hafifçe karıştırarak dalga efekti yaratın.

· Kızdırılmış fırında 55 dakika pişirin.Sonra fırın ısısını 175 dereceye artırın ve 15 dakika kadar (yada kontrol edin tam pişinceye kadar) tekrar pişirin.

· Fırından alın ve kalıptan çıkarmadan soğumaya bırakın.

· 1 paket pudra şekerini(100 gr dan az) ılık (sıcağa yakın) 2-3 yemek kaşığı sütle çırpın. Bir tatlı kaşığı tereyağı yada margarini eritip ilave edin. Çay kaşığının ucuyla kırmızı gıda boyasını bu karışıma ekleyip iyice pürüzsüz olmasını sağlayacak kadar çırpın.

· Kalıptan çıkarttığımız kekin üzerine dökün.Bu tarifte birden fazla gıda boyasıkullanabilir ve çok hoş efektler elde edebilirsiniz.Ben süsleme aşamasında oğlumu artık zaptedemediğimden açıkçası çok uğraşamadım ve görüntüsü istediğimgibi olmadı.Aslında şöyle güzel bir ebru deseni yapayım diyordum..Ama olmadı artık bir dahaki sefere.

Not : Normalde şifon kekler başaşağı çevrilip soğutulur. Ancak benim tarifi aldığım sitede bu not yoktu. Bu nedenle kalıbın içinde kendi halinde soğumaya bıraktım. Eğer fırınınızda ısı ayarlamayla ilgili bir problem varsa bu yöntemi deneyebilirsiniz.Birde ben ortası delik kabım dolu (o sırada bir başka kek yaptığımdan) olduğundan o kalıbımı kullanamadım ama sanki ortası delikkalıpla daha iyi sonuç elde edebilirsiniz..

AFİYET OLSUN..<

Safakzade Kebabi




MALZEMELER

1-KÖFTE İÇİN

½ Kg Az Yağlı Kıyma

2 Dilim Ekmek

1 Yemek Kaşığı Süt

1,5 Yemek Kaşığı İrmik

1 Yumurta

1-2 Yemek Kaşığı Zeytinyağı

½ Demet Maydonoz

1 Baş Soğan

Tuz

Karabiber

Kimyon

2-SOSU İÇİN

5 Adet Domates

1 Tatlı Kaşığı Nane

1 Çay Kaşığı Kırmızı Biber

3-DİĞER MALZEMELER


.1 Adet Pide Ekmeği


.4 Adet Çarliston Biber


.1 Tutam Kekik


.Zeytinyağı


.2 Yemek Kaşığı Tulum Peyniri Yada Kaşar


.Kişi Başına 2 Adet Patates.


.5-6 Tepeleme Yemek Kaşığı Yoğurt


.Dilediğiniz Kadar Sarımsak


.Tereyağı yada Margarin


.Sıvı Yağ


.Minik Bir Baş Soğan


.4/5 Dal Maydonoz



HAZIRLANMASI

Köfteyi yoğurun. Bu tarifte kullanılan köfte benim klasik köfte tarifimdir. Bu nedenle miktarını fazla verdim.Harcınızı hazırladıktan sonra derin dondurucuya kaldırıp ihtiyaç duyduğunuz anda kullanabilirsiniz.Aslında bu tarif 2 kişilik olarak hazırlanmıştır.Kişi başına 5-6 köfte hesaplanıp fazlası dolaba kaldırılabilir.Eğer köftenizi sabahtan hazırlarsanız akşama kadar özlenir ve çok lezzetli olur.

Köfteler buzdolabında dinlenirken domateslerinizi rendeleyin ve genişçe bir kaba koyun bırakın hafif ateşte kaynasın.Ben oval şekilli olan salçalık domatesi kullandım ve rendenin geniş kısmı ile rendeledim.Sosunuz kaynamaya başlayınca içine nane ve kırmız biberi ilave edin.

Parmak gibi hazırladığınız köfteleri teflon tavada 1-2 tatlı kaşığı tereyağı ilavesi ile kızartın.Köfteler kızardıktan sonra bir tabağa alın dinlensinler.

Dilediğiniz kadar sarmısakla samısaklı yoğurdunuzu hazırlayın. Tuza dikkat edin köftenin içindede tuz var.

Çarliston biberlerinizi kızartın.

Bir küçük kuru soğanı kıyın tuzla güzelce ovun.maydonuzu yıkayın ve incecik kıyın.

Köftelerinizi kaynamakta olan sosun içine atın.

Kişi başına iki adetten hesaplanmış patateslerinizi yıkayın soyun ve rendenin kalın kısmında rendeleyin.Suyunu sıkın.Teflon tavayı kaplayacak kadar sıvı yağla yağlayıp patateslerin yarısını tavaya yerleştirin.Spatula ile yayarak tabak şeklini almasını sağlayın.Çok az tuz serpin.(tuza dikkat) Yalnız bu yayma işlemini yaparken rendelenmiş patatesler bir bütün halinde kalmalıdır. Altı kızarınca omlet çevirir gibi spatula ile çevirebilmelisiniz.

Kızaran patatesleri tabakların ortasına yerleştirin.

Pidenizi iri kareler şeklinde kesin üzerine zeyinyağı ve kekik serpin kaşarınızıda eşit miktarda dağıtın.Mikro dalga fırında iki dakika ısıtın.mikro dalga fırınınız yoksa bu işlemi önceden ısıtılmış fırında da yapabilirsiniz. Ancak süre biraz daha uzar.

Tabaktaki patateslere dönelim üzerlerine sarımsaklı yoğurdumuzu paylaştıralım. Bu yoğurdun üzerine sosla birlikte fokurdamakta olan köfteleri yerleştirelim ve sosun kalan kısmını köftelerin üzerine paylaştıralım.en sonunda tuzla ovup yıkadığımız fazla suyunu alıp ince kıyılmış maydonozla karıştırılmış olan soğanlarımız serpelim.

Mikro dalgadan çıkardığımız pide ekmeğini dilimlenmiş taze domatesi ve kızarttığımız biberleri tabağın etrafına yerleştirelim.

Sonra yarattığımız eserle gurur duyarak servis edin ve iltifatları bekleyin.

Afiyet olsun