14 Şubat 2008

BE MY VALENTİNE


Aman da neler olmuş neler sonunda sevgililer günü gelmiş. Ben bu sene tembel işi gidip hazırdan alınmış sevgililer günü hediyesi istemiyorum. Yüzyıllardır Hıristiyan aleminde olduğu şekilde sevgili eş, müstakbel eş yada sevgili ama er kişi hanımına şiirler yazmalı romantik notlar yollamalı. Belki kalbiyle birlikte bir parçada çikolata ve çiçek hediye etmeli. Evet sevgiliyi beslemek taa ilkel zamanlarımıza dayansa da genelde hatunları çikolata ve şeker mest eder.Konuyu dağıtarak kökenine inmek istemiyorum. O başka bir yazı konusu olsun.

İyi de ne demek “be my valentine” nedir sevgililer günü lafları. Ben 1980 sonrası şu Amerikan hayranlığımızın tavana vurduğu yıllarda tanıştım onunla. Hikayesinin beni çok etkilemesinin yanı sıra eğer acımasız kapitalizmin kölesi olmayıp yaratıcı olabiliyor ve insanları mutlu edebiliyorsak neden olmasın…Dibine kadar kutlayın derim.Sevmek sevilmek kadar güzel aşk kadar masum ve yaratıcı bir duygu var mı şu dünya üzerinde."Yaşasın aşk" hatta abartayım "savaşma seviş".
Evet gelelim sevgililer günü ya da Aziz Valentine gününün hikayesine. Konuyla ilgili bir çok tevatür var. Bunları sırasıyla anlatmaya başlayayım.İlki şu: İmparator Cladius bekar erkeklerin evli ve çocuklu erkeklerden daha iyi askerlik yapacağına karar vererek askerlerin ve doğal olarak genç erkeklerin evlenmesini yasaklar. Ancak, Valentine bu kararın acımasızca ve haksız olduğunu düşünerek sevenleri evlendirmeye devam eder. Tabii bunun öğrenen İmparator rahibimizi ölüm cezasına çarptırır.

İkinci hikaye ise daha romantik ve ortaçağın havasına uygun olarak da daha iç karartıcı. Valentine kutlamalarda adı geçen kişinin kendisidir. Suçludur ve hapise atılır.Bu arada gardiyanın güzel kızına aşık olur. Ölümünden önce genç kıza “senin Valentin’in” imzalı notu gönderir. Bir tevatüre göre delikanlı bundan sonra idam edilir diğerinde ise hastalıktan ölür. Ne olursa olsun Fransa ve İngiltere de en çok sevilen hikaye budur. “Be my Valentine” sözcüğünün esin kaynağı da bu hikayedir.

Gelelim gerçeklere. Sevgililer günü esasen antik Roma da tanrı Faunus’a adanarak 15 Şubat tarihinde kutlamaları yapılan Lupercalia gününe dayanmaktadır. Günün esin kaynağı Romanın kurucuları olan Romulus ve Remus kardeşlerin Lupa isimli dişi kurt tarafından beslenmelerini ve korunarak bakılmaları kültüne dayanır.Rahipler bugünü verimliliğin ve üremenin ve arınmanın günü olarak kabul ederlerdi.Üreme için tanrılara keçi arınma içinde bir köpek kurban edilirdi.Roma kentinin delikanlıları incecik şeritler halinde kesilmiş keçi etini alırlar ve şehrin sokaklarında ve tarlalarında bağırarak gürültüyle koştururlarken rastladıkları genç kız ve kadınlara bu şeritlerle hafifçe vururlardı.Çok barbarca görünmesine rağmen kadınlar bugün için yollarını değiştirir ve işlerini ona göre ayarlarlardı.Böylece bu hafif dokunuşa nail olan bayanlar kısırlıklarının önlendiğini ve bu sene içinde sağlıkla doğum yapabilmek için kutsandıklarını düşünürlerdi. Daha sonraki gün tüm bekar genç kızların isimleri kilden bir tablete yazılarak bir testinin içine doldurulurdu. Şehirden seçilmiş bekar ve genç bir delikanlı bu testi içinde çıkacak genç kızla yılın çifti kabul edilerek kutsanır ve bir yıl boyunca birlikte olmalarına hoş görüyle bakılırdı. Bu birliktelik zaten evlilikle tamamlanmış olurdu. Ayrıca 15 şubat öncesi kadınlar evlerini temizler ve arınma için köşelere tuz serper bereket içinde kapı önlerine buğday demetleri asarlardı.Bugün hala Batı Anadoluda bazı evlerde kapılarda veya giriş duvarlarında asılı buğday demetlerini görebilirsiniz.

Bir diğer anlatılan kutlama şekli ise ise yeni Antik Roma da soylu ve öğrenci delikanlılar öğretmenleri ile birlikte sokaklarda çırılçıplak gürültü yaparak koşturarak rastladıkla ellerindeki ince tüylü deri sicimlerle vurduklarına dair.

Ama elbette bu tür bir kutlama Hıristiyanlık için uygun olamazdı. Üstelik kura ile yapılan zoraki bir evlilik ise asla kabul edilemezdi. Bu nedenle İ.S.498 yılında Papa Gelasius bu günü aforoz etti. Ama 14 şubat yüzyıllardır hala yılın en romantik günü olarak kutlanmaya devam etti.İnsanlarda bugün için çeşit çeşit hikayeler uydurdu. Neymiş zorbalık hafızaları silmeye yetmiyormuş.

Hikayesi günün kısaca böyle. Geleneksel olarak sevdiğiniz size hediye aldı güzel şiirler yazdı sizde ona pasta ve yemek ikram edip belki sıcak bir öpücük verdiyseniz her şey yolunda da, bu hayat şartlarında yada çeşitli bahanelerle bu günü unutanlara ne ikram edilecek. “ASIK SURAT ÇORBASI”. Asık surat çorbası bir kase dolusu çeşme suyudur ve unutkan sevgiliye ikram edilir.Asık ve mutsuz bir yüzle birlikte tabi.:)



Sevgililer gününüz kutlu olsun..Ama sizi hatırlayan sevgiliye de aşağıdaki kolay pastamızı da yapın.

Oylum Özmen
Fotolar