18 Mart 2007

APOCALYPTO


Mel Gibson'un yönetmenliğini yaptığı ve Senaryo yazarlığına katkıda bulunduğu bu filmi mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
****

Tüm film maya dilinde alt yazılı olarak izleniyor. Bu da olaya kendinizi kaptırmanızı sağlıyor.
****

Ancak filmin konusu gene klasik Amerikan filmleri muhabbetinden kendini kurtaramıyor. Ailesi için bir erkek neler yapmaz ki? Elbette herkes hamile karısının ve küçük oğlunun hayatını kurtarmak için elinden geleni ardına koymaz. Bu tema ucuz karete filmlerinden üçüncü sınıf korku filmlerine kadar işlenmiştir. Filmlerde başka hareket noktası bulmak zorlarına mı gidiyor yoksa insanların farklı görüşlere sahip olduğunu filmlerde göstermek işlerine mi gelmiyor ya da en büyük tepkiyi Amerikalı izleyiciler buna veriyor da işin kolayına kaçıp bu temayı mı işliyorlar bilemiyorum.
*****

Filmin genel akışı ise çok iyi. Kafanızı fazla takmadan trene bakar gibi seyrederseniz güzel bir aksiyon filmi izlemiş olursunuz. Amazon ormanlarında geçen film gerçekten sizi henüz taş devrini yaşamakta olan Güney Amerika yerlileri ile özdeşleştiriveriyor. Hele zamanında iyi bir Mister No okuyucu iseniz size tanıdık gelecek bir çok sahne var. Örneğin yaraların bir türlü karınca sayesinde dikiş atılarak kapatılması.
****

Ancak film öyle bir noktalanıyor ki beni rahatsız etti. Mayalar güneşe tapan bir uygarlıktı. İnsan kurban ederlerdi. Kurbanlar genellikle esirler ve suçlulardan oluşurdu. Buraya kadar tamam. Ama öte yandan dünyanın en gelişmiş uygarlıklarından biriydi. Hala onlarla ilgili çözülemeyen ve arkeologları tutkuyla çalışmaya iten bir çok nokta var. Maya uygarlığı ispanyol sömürgecileri tarafından yıkıldı. Binlerce insan öldürüldü. Avrupanın alnının akıyla çıktığı soykırımlardan biridir.
****
Yüzyıla yakın çalışmalarla arkeologlar bu insanları anlamaya çözümlemeye çalışıyor. Ancak film şöyle bir noktaya bağlanıyor :'' Maya'lar öyle korkunç vahşi bir uygarlıktı ki İspanyol yağmacıları tarafından yok edilemeyi çoktan haketmişlerdi''. Konudan bir haber vatandaş der ki filmden çıkınca; adamlar haklıymış bunları katletmekte. Aslına bakarsanız bir kaç yüz ispanyolun kadın çocuk ayrımı yapmadan 10.000 peru yerlisini katlettiğini ayrımsayabilirseniz eğer gerçek katillerin henüz taş devrini yaşamakta olan bu uygarlık değil modern silahları keşfetmiş olan sömürgeciler olduğunu anlamanız hiç de zor olmaz.
Her ne kadar Amerikalı filmciler teknolojik açıdan gelişmiş olsalar dahi şu at gözlüklerini gözlerinden çıkartıp atmayı başaramadılar son yıllarda.

Bu tıpkı Irak 'a barış ve uygarlığı vermek için A.B.D. tarafından işgalini ve sivillerin çocukların öldürülmesini onaylayan bir mantık.
****
Sıkı bir hiristiyan olan Mel Gibson'un bakış açısı belkide böyle özetlenebilir. Niyeti domuz çobanı Pisarro'yu aklamak olmasa da aslında bunu ona hak vererek ve kendinden daha ilkellerin katlini öyle veya böyle haklı gördüğünü açık ve net şekilde belirtiyor.
****
Şuda bir gerçektir ki ; Homosapiens dünya üzerindeki en vahşi yaratıktır. Bu vahşiliği ve saldırganlığı sayesinde bugünkü uygarlık düzeyine ulaşmıştır. Bu yüzden sanat ve düşünsel faaliyetler bir çok insan tarafından benimsenmez. Dünya üzerindeki gelişememiş olan minik insan grupları bu kadar barışçı oldukları için hala taş devrini yaşamaktadır. Amazon'un derinliklerinde yaşamakta olan kabileler gibi.
Maya'larla ilgili ayrıntılı bilgiyi buradan alabilirsiniz.
Ama filmin genel akışı sizi soluksuz bırakacak.Kovalamacanın heyecanına kendinizi kaptıracak Jaguar Pençe'siyle birlikte soluk alıp vereceksiniz. Akış müthiş. Kostümler ve dekorlar bir harika. Genel ortam zaten Amazon ormanının zümrüt rengi derinliklerinde geçiyor. Eski tarihi filmleri hatırlatıyor. Oldukça geniş bir figüran ordusu görev yapmış. Bu arada ateşin başında köyün yaşlısının anlattığı hikaye çok hoş.İyi dinleyin.
Mutlaka izleyin. Sonra tartışalım.


Keyifli seyirler.