20 Nisan 2007

MALATYADA AKAN KAN...FAŞİST ÜRETMEYE DEVAM...


Linç etmeyi kutsamış bir toplum olduk.
Bizi bölmek,parçalamak,işgal etmek ,değiştirmek isteyenlere karşı milli ve dini bir mücadelenin acımasız cellatlarını doğuruyor artık analar.
Polat Alemdar'lar iş başında ve kendi hukuklarını uyguluyorlar,acımasızca.
Ne kadar merkezi,ne kadar tek elden yürütülüyor tartışılır.
Ancak tartışılmayacak bir tek şey var : bu toplum muhtevasında faşist üreten bir maya taşıyor artık.Bunun zemini kısa sayılmayacak bir süreç içerisinde olgunlaştı ve gittikçe kabarıyor.


************************************************


Koro hep bir ağızdan ‘’Türkiye üzerine oyunlar oynanıyor’’ şarkısını söylemeye başlıyacak hemen.
Suçluyu hemen öteleyecek,uzaklaştırılacak kendisinden.
Bu kanlı suda nasıl oluyorsa cümleten arınılacak...
İslamcı kesimler provakasyon diyecekler bu işe.
Kemalist-ulusalcı cepheden olayın şeriat kalkışması olduğu yorumları gelecek.
Milliyetçiler üzerlerine alınmayacak dinciler yaptı diyecekler.
Sonra ‘’ama’’lar başlayacak hemen.
Ama onlarda Hıristiyanlık Propagandası yapıyormuş gibisinden suçu hafifletmeye yönelik yorumlar gelecek.
Şiddeti kınar gibi yapıp değirmene su taşımaya devam edecekler.


************************************************************


Milliyetçi ve dinci gerek fiziksel,gerek düşünsel şiddet ülkemizin bir numaralı sorunudur.
Bunlar birbiri ile içiçe, homojenleşmeye daima müsait yapıdalar.
İslami söylem (istisnaları olmakla birlikte) milliyetçi etki altında ‘’refleks!’’ işler yapmaya daima hazır, ciddi bir potansiyel taşıyor.
Kahramanmaraş ve Çorum katliamları bunun açık örneklerinden.
Unutmayalım Sivas Madımak Oteli önünde toplanan kana susamış kalabalık cehennem ateşini yakarken bir yandan da Türk bayrakları ile milliyetçi sloganlar atıyordu.
İslam'ın sünni yorumunu öne çıkartan kesimler ile milliyetçi şiddet ,bahsi geçen muhtevanın oluşumunda başat bir rol oynamakta.


**********************************************************************


Evet bu suça ortak olmamak için bir arada yaşamanın biricik kuralını ‘’yaşama hakkını’’ savunmak gerekiyor.
Unutmayalım bu insanlar silahlı çatışmada,birisini öldürmeye çalışırken ölmüyorlar.
Bu insanlar kitap sattığı için öldürülüyorlar...Hrant gibi hem kimliğini hem yurdunu sevdiği için öldürülüyorlar...
Azınlık ,papaz ve ‘’O’’ olduğu için öldürülüyorlar.%99’u islamcılık ve milliyetçilik gibi ‘’doğal refleks!’’e sahip bir ülkede %1 oldukları için öldürülüyorlar.


*******************************************************************


Bu tabloya bakıp kendine malzeme çıkartma cehaletini değil, nerede hata yapıyorum deme erdemini gösterebilecek kaç kişi var içimizde.
Bu cehaletle ‘’cennetlik’’ olduğunu düşünenlerin oranı nedir sizce?


CHE (NAM-I DİĞER PALA REMZİYE)


UĞUR




''...Uğur Kaymaz’ın sağ ve sol eline 4 adet, vücudunun sırt bölgesinden 9 adet olmak üzere toplam 13 adet merminin isabet ettiği, bunlardan 9 (dokuz) tanesinin yakın mesafeden (50 cm.nin altında) yapılan atışlarla oluştuğu ve vücutta barut izlerinin olduğu...


''Uğur Kaymaz 12 yaşında ,ilkokul 5.sınıf öğrencisi.


12 yaşında ,13 kurşun yemiş göçmüş gitmiş bu dünyadan çocuk yaşında.


Çocuklara yönelik cinsel istismara ne derece hassas davranıyorsak 12 yaşında ,13 kurşun yiyen bir çocuk için çok daha fazlasıyla hassas olmalıydık.


Olduk mu sizce?Bakın Sabah gazetesinde o dönem konuyla ilgili bir haberi aktaralım.


Yazıyı yerinde görmek isterseniz: http://www.sabah.com.tr/2004/12/02/gnd101.html adresinde bulabilirsiniz.


''Polis müdürü açığa alındıKızıltepe'de 12 yaşındaki çocuğun terörist diye öldürülmesini soruşturan müfettişler Mardin Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Dönmez ve üç polisin açığa alınmasını istedi. Bakan Aksu da bunu kabul etti.


Kızıltepe tespiti: Çatışma olmamış


TBMM İnsan Hakları Komisyonu adına inceleme yapan CHP'li Güler, "Çatışma bulgularına rastlamadık. Duvarda, kamyonda kurşun yok" dedi.


Mardin'in Kızıltepe ilçesinde güvenlik görevlilerinin gerçekleştirdiği operasyon sırasında 'terörist' denilerek öldürülen, kamyon şoförü Ahmet Kaymaz ile ilköğretim 5'inci sınıf öğrencisi olan oğlu Uğur Kaymaz olayı ile ilgili sırlar aydınlanıyor. Olay yerinde inceleme yapan TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun CHP'li üyesi Mersin Milletvekili Hüseyin Güler, "Çatışmaya dair bir bulguya rastlamadık. Evin etrafında, duvarlarda, kamyonda kurşun bulamadık" dedi. Milletvekillerini en çok 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın öldürüldükten sonra yerdeki yatış biçimi şaşırttı. "Sırtından kurşun yemiş" diyen Güler, çocuğun açık elinde Kalaşnikof var diyerek, olaya çatışma süsü verilmesi için bir mizansen uygulanma ihtimaline dikkat çekti. AKP'den Batman Milletvekili Nezir Nasıroğlu ile CHP'den Hüseyin Güler'den oluşan İnsan Hakları komisyonu heyeti, Kızıltepe'deki incelemelerini tamamlayarak dün akşam saatlerinde Ankara'ya döndü.


TERLİKLE TERÖR OLUR MU?


Üyeler olayla ilgili izlenimlerini bir rapor haline getirerek Komisyon'a verecek. Raporu ile ilgili açıklama yapan CHP'li Hüseyin Güler, yargının hızlı biçimde çalışmasını gerektiğini belirterek "12 yaşındaki bir çocuk nasıl terörist olur. 12 yaşındaki bir çocuk nasıl silah eğitimi alabilir. Baba onu ölüme nasıl götürür" dedi. Güler, baba ve oğulun operasyonunyapıldığı gün üzerinde bulunan kıyafetlerin " günlük" giysiler olduğuna da dikkat çekerek, "Çatışmada çocuğun ayağında bir sandalet bağlı, babada da terlik gibi ayakkabı. Soru işaretleri var. Emniyet'in çatışma diye ifadesi var. Terlikler teyit edildi. Giyim tarzları normal. Yolculuk hazırlığı için eşyayı koymaya gidiyor. Yemek sofrada bekliyor. Kamyonda çatışma izi yok." Komisyon üyeleri, Uğur Kaymaz'ın günlük eğitimine devam eden bir öğrenci olduğu, babanın ise ölümünden iki gün önce Silopi Sınır Kapısı'nda mağduriyetlerinin giderilmesi için İnsan Hakları Derneği'ne başvurduğu bulunduğu bilgilerine ulaştı. Hüseyin Güler, "Meclis olayın üzerine gidecek, ancak geride kalan anne, üç çocuk ve babaannenin toplumsal yarası nasıl sarılacak onu merak ediyoruz" dedi.


AKP'Lİ DE İNANMADI


AKP Batman Milletvekili Nezir Nasıroğlu da, "Ben, orada bir çatışma olduğuna inanmıyorum" dedi. "Ortada 12 yaşındaki bir çocuk var . Bu çocuk çatışmaya girebilir mi" diye soran Nasıroğlu, yaşananları 'sevimsiz tablo' olarak değerlendirdi. Nasıroğlu, "Baba, İskenderun'dan mazot alıp Irak'a taşıyormuş. Keşke, bu ailenin perişan görüntüsünü hiç görmemiş olsaydık, Keşke böyle bir olay için Mardin'e hiç gelmeseydik" diye konuştu''


Dün sonuçlandı mahkeme ve beraat etti yargılanan sanıklar.


Yeteri kadar hassas davranamadık ne yazık...


Bu çocuklar bizim çocuklarımız.


''O''tarafın çocukları değil.


Çocukların tarafı olmaz.


Yeteri kadar hassas davranamadık...


12 yaşına 13 kurşun yiyen bu minicik bedene el sallıyorum buradan.


Küçük Uğur ben seni seviyorum,tüm çocukları sevdiğim gibi ve inanıyorum ki seni seven düşündüğünden çok fazla insan var dünyada.


Sen yattığın yerde rahat uyu.


Uykusu kaçması gereken biri varsa o bizleriz.


Koşuyor altı yaşında bir oğlan,

Uçurtması geçiyor ağaçlardan,

Siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.

Çocuklara kıymayın efendiler.

Bulutlar adam öldürmesin. N.H

CHE (PALA REMZİYE)