Bize dönersen, biz de sana döneriz.
Senin için de vefalı deriz.
Bizi bırakıp gidersen
Ödeşmiş olur, bahtımıza küseriz.
Söyletme beni dert küpüyüm.
Şansım yok, zamanım bulut.
Ayrılınca nazlı yarimden,
Kalmadı içimde geleceğe dair bir umut!
Yıllar önce binbir gece masalları uzun bir seri şeklinde ve sansürsüz tam çeviri olarak yayımlanmıştı.İlk beş ciltten sonra içime fenalıklar basmış ve seriyi arada sırada okumak üzere kitaplığa kaldırmıştım.Kaldırış o kaldırış olmuş ve bir daha elime almamıştım. Şimdi tek kitap halinde yayımlanan 1001 Gece Masallarını görünce dayanamayıp aldım.
Ancak denilir ki, bu masalları henüz hiç kimse baştan sona okumamıştır ve baştan sona okuyan kişi ölür... Masalların büyülü dünyasına da böylesi bir rivayet yakışırdı değil mi?
Bu çocukluktan kalma bir alışkanlık olsa gerek. Masal okumaya bayılırım. Belkide o yüzden bilim kurgu ve fantastik yayınları bu kadar çok seviyorum. Küçük çocukluğumda okuduğum masalların tadını beni götürdükleri hayalleri unutmama mümkün değil. Sanırım bu yüzden biraz romantik fazlasıyla hayalci ve hep mucizeler bekleyen ama bazende karanlıktan korkan bir insan oldum.
Ama şimdiki çocuklar masal kahramanının padişahın en güzel ve en akıllı kızıyla evlendiğini bilmiyorlar. Hayallerin ardına takılıp gitmekten yoksunlar. Devlere cadılara inanmıyorlar.Oysa onlar insan kılığında aramızda geziyor.Sadece isimleri değişti. İhmalkar doktor, rüşvetçi memur, vicdansız polis yada katil oldu isimleri. Devlerle birlikte iyi kalpli, dürüst, namuslu insanlara da inanmıyorlar tabii ki. Kahramanlarsa gittikçe azalıyor. Fasulye sırığına tırmanıp devi yenen Küçük John masalını bilmiyorlar. Andersen ve Grimm kardeşler belkide sadece film adı onlar için.
Ne kadar acı minik yürekleri böylesine kurak bırakmak.
Ayrıca masallar ve kahramanları bir çok kitaba, filme ve kahramana da esin kaynağı olabiliyor. Masal kitaplarının edebiyattan zevk alan ve takip edenlerin kitaplığında mutlaka bulunması gerekir.
Neyse gelelim kitabımıza. Masallar aynı elbette. Birbirinden ilginç ve güzel isimleri olan insanların inanılmaz öyküleri. İçiçe geçmiş arka arkaya sıralanıyor. Ancak daha kısa ve erotizm nerdeyse yok. Oysa erotizmin piri olan arapların 1001 gece masallarını böyle okumamıştım ilkinde. Özellikle binbir gece denmesinin nedeni bana oldukça anlamlıda gelmiştir. Hatta küçük çocuklara okutulmaması gerektiğini büyüklere özgü olduğunu da düşünmüştüm. Ama bu kitap öyle değil.
1001 Gece Masallarının özünden bahsetmeme Şehriyar, Şahzaman, Şehrazad ve Dünyazad ın öykülerini anlatmama gerek yok.Herkes biliyor zaten.
Çeviren: Ahmet Said
Yayın Yılı: 2007
813 sayfa
Nergiz yayınlarından çıkmış.
Kitapla daha ayrıntılı bilgi almak için aşağıdaki linke tıklayın.
1 yorum:
masal deyince çocukken babaannemin anlattığı masallar gelir hep aklıma...şimdilerin babaanneleri ,anneanneleri de masal anlatmıyorlar ki Oylum :)herşey değişti...insanlar bezgin ,bıkkın sanırım...çocuklarla konuşmak üzere vakit ayıramıyoruz belki beyin yorgunluğumuzdan...anlattığında öyle güzel dinliyorlar ki yoksa :) onlar çocuk ,tıpkı bizim eskiden olduğumuz gibi...
pasta minnoşu merak ettim :)) ismine bayıldım bu arada...çocuklar harika :)büyüyor mu ,sağlığı yerinde mi?
Yorum Gönder